İlker Mutlu yazdı: “Benim Sinemalarım”

Bugün kanalları gezerken KARA GÖZLÜM filmine takıldım bir yerde. Belki bundan önce onlarca kez izlediğim bir filmdi ama kanal değiştirmek için kumandanın düğmesine gitmedi bir türlü elim. Buna benzer durumları..

İlker Mutlu yazdı: “Benim Sinemalarım”
230 views

Bugün kanalları gezerken KARA GÖZLÜM filmine takıldım bir yerde. Belki bundan önce onlarca kez izlediğim bir filmdi ama kanal değiştirmek için kumandanın düğmesine gitmedi bir türlü elim. Buna benzer durumları sizler de çokça yaşamışsınızdır.

Bu durumun üzerine çokça kafa yormuşumdur. Keza baban defalarca uyarmıştır beni gençliğimde “Şu ya da bu filmi daha kaç kere seyredeceksin?” diye. Ama mesele o değildi. Ve bunun ayırdına varmam biraz zaman alacaktı.

Atıf Yılmaz çekmiştir KARA GÖZLÜM’ü. 1970 yapımıdır ve bir Bülent Oran senaryosundan filme alınmıştır. Dönemin gişe rekortmeni filmlerinin yapımcısı İrfan Ünal sahibidir filmin. Kadir İnanır ilk başrollerinden birindedir sinemamızın sultanı Türkan Şoray karşısında ve Müjdat Gezen, Ali Şen, Diclehan Baban, Mürüvvet Sim, Aziz Basmacı gibi ustalar eşlik eder onlara. Türkan-Kadir ikilisinin de ilk filmi olma onuruna sahiptir yapım. O dönemde zirveye çoktan yerleşmiş aykırı bir besteci ve yorumcu olan Orhan Gencebay’ın bir bestesi üzerine kuruludur film, adı da o şarkıdan gelir. Yapıldığı yılın en fazla iş yapan yapımlarından biriydi ve televizyondaki her yayını da hala ilgi görmektedir.

KARA GÖZLÜM, sinematografik açıdan mükemmel ya da en azından iyi bir film midir? Bu, bakış açınıza göre farklı yanıtlar verebileceğiniz bir soru. Bence iyi film nedir, biliyor musunuz? Kendisini defalarca izleme isteğini sizde uyandıran filmdir. HABABAM SINIFI serisindeki esprileri ezbere bilir ama her defasında aynı yerlerde tekrar tekrar kahkahalarınızı koyuvermek için seyredersiniz. En kolay bu şekilde açıklayabilirim.

Günümüzün ödül rekortmeni filmleri kötü müdür yani? Kesinlikle hayır. Sinemanın en mükemmelini sunmayı başarmışlardır bize ama onları tekrar tekrar izlemek istiyor muyuz? On yıl sonra televizyon karşısına kurulup kanaldan kanala zaplarken o filmlere denk geldiğinizde büyülenmiş gibi saplanıp kalır mısınız koltuğunuza? Sinema esas olarak seyirci için yapılan bir şey değil midir?

KARA GÖZLÜM’ü izlerken Kadir İnanır’ın kimliğini gizlemek için taktığı komik sakal ve peruğa, filmin sonunda horon tepmekten zerre anlamadıkları halde Karadenizli tiplemelerini canla başla canlandırmak için ayaklarını yere vurarak omuz sallayan kadroya, Aziz Basmacı’nın abartılı patron tiplemesine, Kayhan Yıldızoğlu’nun absürde varan Amerikalı yapımcısına gülmezsiniz. Bunlara gülenler kesinlikle kendilerini zorlamaktadır. Filmin oluşturduğu katarsis sizi bu yabancılaşmadan, kopmadan alıkoyar ve filmdeki dramın içinde kalırsınız. Orhan Kapkı’nın elbette ki yönetmenin de yönlendirmeleriyle aldığı temiz ve sağlam odaklı görüntüler, duygudan kopmamanızı yeterince sağlar. Çekim planları son derece ölçülüdür ve anlamı güçlendirmeye hizmette başarılıdır. Kadir İnanır’ın ve Türkan Şoray’ın yakın çekimlerinde onların aşkını, çaresizliğini, sevincini siz de yaşarsınız. Mizansenler genel olarak son derece başarılıdır.

Filmi seyredilir kılan ana unsurlardan biri olan müziğe dair iki önemli nokta var. Birisi düzenlemeleri yapan Metin Bükey, diğeri de Türkan Şoray’a filmlerinde söylediği şarkılarda çok yakıştırdığım ses olan Belkıs Özener. Bu iki unsur parçayı filmin üçüncü başrolü kılmış.

İşte bu KARA GÖZLÜM, elli küsür yıl sonrasına kalmayı başarmıştır. Salih Temiz’le birlikte kurduğumuz STİM YAPIM’da ürettiğimiz (şimdilik) kısa filmlerde bizim hedeflediğimiz de bu. O Yeşilçam filmleri gibi, bütünlüklü, herkesi ilgilendiren, yarına kalacak filmler yapmak. Şimdilik bunun alıştırmalarını yapıyoruz ve ürettiğimiz her filmin bir öncekinden iyi olması için gayret sarf ediyoruz.

Samsun’da tek de değiliz. Bizim gibi onlarca insan, oluşum, kısalı uzunlu filmler, internet dizileri yapıyor, en azından deniyor. Bizim asıl amacımız, kentte ağırdan oluşan bu hareketi bir sektör haline getirmek. Bu enerjinin heba olup gitmesini istemiyoruz. Çünkü ortada yoğun bir emek var ve bu insanlar yaptıkları filmleri seyirciye ulaştırma gayreti içindeler.

Biz de filmlerimizi festivallere göndereceğiz, ayrıca gösterimler yapmak için tüm gücümüzü kullanacağız, dijital kanalları, interneti değerlendireceğiz; bir şekilde seyircimize ulaşacağız. Siz sinemasever dostlarımdan isteğim, bizlere destek olmanız. Bu destek parasal olmak zorunda değil. Bu yapımları (evet, birer başyapıt değiller, ama kendimizi ifade ettiğimiz, bu açıdan da birbirinden değerli yapımlar bunlar) seyirci olarak destekleyebilir, bize gösterim yapabileceğimiz yerler önerebilir, bizi kentinize davet edebilir, bizi kentinizde, çevrenizde tanıtabilirsiniz.

Gittikçe büyüyecek ve belki de ileride tüm ülkeyi kapsayacak bir amatör, bağımsız sinemacılar birliğine evrilecek bir yapıdır önerdiğimiz. Tüm yurtta, imkansızlıklar içinde bu işlere soyunan yüzlerce arkadaş olduğuna inanıyor, hatta biliyorum. Ne kadar çoksak o kadar güçlüyüz. Düşünce sistemimizi sanat geliştirir ve bir şeyleri başarmanın yolu belki de sanattan geçiyordur.

Sinemayla, sanatla kalın…

İlker MUTLU
Sinema Yazarı, Senarist, Yönetmen

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.