Gülten Doğruyol İncesu yazdı: “Umut Amca”

Akşamüstleri balık ekmek satan teknelerin önünde, sık sık ona rastlarmış Eminönü’nde, başını gökyüzüne çevirip martılara ya da iskeleye yanaşan vapurlardan karaya dökülen İstanbul yorgunu yüzlere bakarken. Bazen de bir üst..

Gülten Doğruyol İncesu yazdı: “Umut Amca”
258 views

Akşamüstleri balık ekmek satan teknelerin önünde, sık sık ona rastlarmış Eminönü’nde, başını gökyüzüne çevirip martılara ya da iskeleye yanaşan vapurlardan karaya dökülen İstanbul yorgunu yüzlere bakarken. Bazen de bir üst geçitte rastlarmış ona, kolları korkuluklara dayalı, Sarayburnu tarafına dalmış halde. Onca kalabalığın içinde de olsa, onun bu halleri dikkatini çekermiş Umut Amcanın.

Yetmişli yıllarda, on dokuz yaşında, İstanbul Üniversitesi öğrencisiymiş Umut Amca. Okumak dışında işi gücü yokmuş. Hikâyeler uydurmaya çalışırmış onun hakkında. Ama evi barkı yok dese, olmazmış. Çünkü kılığı kıyafeti, evsiz bir insana uymayacak şekilde düzgünmüş. Başının iki tarafından açılmaya başlamış kır saçları taralı, pantolonu ütülüymüş. Ama onu tarihi Yeni Cami’nin önünde güvercinlerle konuşurken görünce, “aklı yitik bir meczup olabilir mi?” diye geçirmiş aklından…

Bir Nisan akşamı, okuldan çıkıp Sirkeci’de kaldığı yurda yürürken, Çemberlitaş’tan Cağaloğlu’na doğru dönmüş. Her zamanki gibi uğultuluymuş İstanbul. Caddelerde trafik sıkışmış; kimi neşeli kahkahalar atıyor, kimi suskun, kimi de kederle yürüyormuş kaldırımlarda.

Bir kitapçıya girmiş, Umut Amca. Raflarda dizili kitaplara bakmaya başlamış. Bir ara, içeride bir telaş yaşanmış. Kasada oturan uzun saçlı, gözlüklü gençle yanındakiler ayağa fırlamışlar. Göz ucuyla bakmış Umut Amca. Bu saygılı telaş, dükkândan içeri giren adam içinmiş… Şaşırmış. Bu adam, hakkında hikâyeler uydurduğu “meczup”tan başkası değilmiş.

Bir sandalye çekip oturtmuşlar. Halini hatırını sorup çay ısmarlamak istemişler. Ama o, “Çay dokunuyor,” diyerek içmek istememiş. “Ne durumda benim kitaplar? İlgilenen, alan var mı?” diye sormuş.

Gözlüklü genç;
“Şey hocam… Bir tane bile satamadık,” diye yanıt vermiş, sesi, sanki bu durumdan kendisi sorumluymuş gibi mahcupmuş.
“Üzülme, sağlık olsun” demiş adam, gülümseyerek… Bir süre sonra da kitapçıdan ayrılmış.

Umut Amca, adam çıkıp gittikten sonra kasaya bakan gence sormuş:
“Affedersiniz, kim bu adam, merak ettim de?”
“Kırk kuşağı toplumcu şairlerinden A. Kadir,” diye yanıt vermiş gözlüklü genç.

Kaç yıl geçmiş aradan ama A. Kadir, hâlâ dün gibi aklında Umut Amcanın… Bütün şiirlerini okumuş. Arkadaşlarına, eşine, çocuklarına, torunlarına onun kitaplarını alıp armağan ederek okumalarını sağlamış.

Onun “İhtiyaç” adlı şiiri, hâlâ su gibi ezberinde. Çocukça bir heyecanla okuyor her defasında…

“Bu akşam içimde
Tuhaf bir sıkıntı var
Dünyada sanki bir ben kalmışım
Sanki herkes nerde keder varsa bırakmış
Ben nerde bulduysam toplamış almışım.
Önümde söğüt ağacı
Her zamanki haliyle, çaresiz
Havuzda su rahat
İnsanlar susmuş.
Sessiz bir yağmur gibi başladı bende
Konuşmak ihtiyacı…”

Gülten Doğruyol İncesu

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız…

YORUMLAR (1)

YORUM YAZ

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.