Yakup Yaşar yazdı: “İnsan”

/ Anlatı /

Yakup Yaşar yazdı: “İnsan”
244 views

Ne istediği belli olmayan, bulunduğu her koşuldan şikâyet eden insanlar var. Elindeyken kıymet bilmeyen, kaybettiğinde ardından göz yaşı dökenler var.

Sürekli kayıp olana özlem duyan ve elinde olmayanı arzulayan insanlar… Aslında kazandıklarının kaybettikleri olduğunu anlamadan ömür çürüten insanlar…

Kaybetmeden bir türlü elindekinin değerini duyumsayamayan insanların sonu gelmeyen şikayetleri ve aynı insanların hiçbir zaman mevcut koşullarıyla mutlu olmayı öğrenememeleri… İhtimal ki insanın kendine attığı en büyük kazık bu.

Asıl mutluluğun kaybettiklerinde olduğunu kaybettiği zaman anlayan insanların zamanın geri gelmeyecek oluşu karşısında boyun büküşü ve sürekli biriken yenilgiler silsilesi…

Şikayetinden hiç vaz geçmeyen insanların bir türlü anlamak istemediği gerçek şu ki: İnsan geçmişin hasreti ile geleceği elde etmenin arzusu arasında sıkışıp kalmaktan kurtulamazsa mutlu da olamaz.
Kim Milyoner Olmak ister adlı yarışmada bütün soruları bilen Rabia’nın kazandığı parayla bir zaman önce kaza sonucu kopan sağ elinin yerine silikon el yaptıracağını söylemesi sadece melek kalpli bir kızın içimizi ısıtan görüntüsüyle sınırlı tutmamalı bilincimizi. Kazandığı büyük para ödülünü hiçbir zaman eski elinin yerini tutmayacak bir elin yapımı için harcayacak olması bize de dersler vermiyor mu?

Bütün servetini gözünü kırpmadan kızının elinin eski haline gelmesi olasılığına harcamaya hazır baba ve hayata her şeye rağmen sıkı sıkıya tutunmaya çalışan Rabia’nın eski elini özleyen gözleri…

Ve hiçbir zaman sahip olduklarıyla mutlu olmayı öğrenmeye yeltenmeyen insanın bitmek bilmeyen istekleri… Elinde olmayanı arayan gözlerin, olanı görmezden gelişi… İnsan çok ilginç bir varlık değil mi? Sahip olduğunun aslında bir başkasının sahip olmayı arzuladığı olduğunun bilincinde olmanın lezzetini duyumsamak istemez. Sürekli ister… Sürekli…

Yaşamın birbirine bağlı halkaların oluşturduğu zincirden oluştuğunu ve her halkanın bir diğerinde olmayanı içerdiğini bilmeyi istemez.

Hazzın devamsızlığına teslim eder kendini. Arzunun devamlı kendini diri tuttuğu kalpte istekler bitmez. Bir istek gerçekleştiğinde yerini başka bir isteğe bırakır. Gerçekleşen, arzunun vadettiği hazzın sürerlik kazanmadığı yerde yavanlaşmaya başlar ve eski çekiciliğini kaybeder. Yeni arzular esir alır insanın iradesini. İnsan arzularının kölesi olur.

Hazzın kandırdığı insan mutluluğu hazzın kendisinde sanır ve amaçladığı huzura bir türlü erişemez. Bir zaman sonra arzunun dayattığına ulaşmaya gücü yetmeyen irade hırçınlaşır. Artık insan, insan olmanın gereğini unutur ve başka insanların mutsuzluğundan haz duymaya başlar. İnsanın belki de en kötü seviyesidir bu: Kendi elde edemediğini başkasında görmeyi kabullenememe.

Başkasının da elindekini kaybettiği ânı arzular bu sefer de. Sürekli fırsat kollar. Hafif sendeleyip düşmesini bekler. Pusuda beklettiği saldırgan tenkitlerini sıralayarak düşenin kalkmasını güçleştirmeye çalışır.

İyi niyetsiz insanların yüzlerindeki tebessüme değil de gözlerindeki hasede odaklanmalı! Hangi tenkit olumlu hangisi olumsuz ayırmalı ve yerden kalkmalı! Kalkmayı bilmeli insan… Düştüğü yerden kalkmayı bilmeli! Düşüşünü bekleyenlerin seslerine kulaklarını tıkamalı! Duymamalı!

Önce kendinden başlamalı ama! Kendinde olanın içerdiği huzura odaklanmalı. Mutlu olmayı ve mutlu kalmayı öğrenmeli. Kendini tanımalı. Kendini bilen insan neler başarabileceğini de bilir ve kaybeder bazen ama hiçbir zaman yenilmez.

Yakup Yaşar

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız…

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.