İlkokul yıllarım gök gözlerden vurgun yemekle geçti Hüzün dolu bir tını, hasret barındıran ezgiler arkadaşım oldu Yaralı ceylan yavrusu kalbim Kan ter için bir şefkat eli aradı durdu Dünyalara değen..
İlkokul yıllarım gök gözlerden vurgun yemekle geçti
Hüzün dolu bir tını, hasret barındıran ezgiler arkadaşım oldu
Yaralı ceylan yavrusu kalbim
Kan ter için bir şefkat eli aradı durdu
Dünyalara değen bakışlar, hüzzam şarkılar gibi içimi yakardı
Gölge veren ağaçlara olan hayranlığım
İnlerdi şehrin uzak semtlerinde kan ağlaya ağlaya
Dağlarda kocaman taşlar
Acılarımla hemhal çatlayıp yarılırdı
Alay konusu olunca halis muhlis aşkım
Birdenbire uzadı geceler
Bir burgu gibi kalbimi delik deşik ederken bal heceler
İlkokul yıllarım gök gözlerden vurgun yemekle geçti
Tüten ocağımda sevgi bulamayınca
Bana kucak açacak sevgileri dışarıda aradım
Bu halis niyet bir silah gibi geri tepti
Ve aksayan sağ yanım kurşun yemiş gibi yanmaya başladı
Dağların olanca yükü omuzlarıma bindi
Karşılıksız kalan sevgim, son nefesini verip hayata veda etti
Kırlarda, ovalarda, yaylalarda
Anasını arayan kuzulara döndüm
Garip, öksüz, yetim
Meleye meleye aradığım sevgi çığlıklarım heba oldu
Ara sıra düşmelerime
Davul zurna ile karşılık verilince
Bir zehir gibi iç organlarımı kavruldu
Tutuşan her yanımla
Cayır cayır uzadı geceler
İlkokul yıllarım gök gözlerden vurgun yemekle geçti
Dertler bende art arda dizilen sıradağlardı
Kalemim kırık, silgim yarım, yüreğim buruk
Gidip geliyordum okula, gözlerim her dem ıslak ıslak
Umut ışığı yanmayan gönlümü akrepler istila etmişti sanki
Acı ve keder içinde kıvranıyordum sessiz sedasız
Hal hatır soran kır çiçekleriyle ahbap olmuştum tatil günleri
Pabuçları dama atılmış bir serseri muamelesi görüyordum
Hiç kimse aşk dilinde anlamıyordu
Herkes para kokusuna doğru yelken açma hevesindeydi
Ve aşkımı kalbime serpip
Sürgün versin diye sabır sebat içinde uzadı geceler
İlkokul yıllarım gök gözlerden vurgun yemekle geçti
Bütün acıları yüreğim peyledi
Ve bir akşamüstü hayatımdan çıkıp gidişi
Yelkenlerimi suya indirdi
Umutlarım dalı kırılmış bir gül sararıp soldu
Gözlerim nisan yağmurları şaldır şaldır
Sanki yas hayatıma paldır küldür giriyordu
Her yerimi acıtarak
Ve ben perma perişan bir halde yolunu şaşırmış seyyah gibi
Endişeli gözlerle hayata bakmaya başladım
Siyah önlüğüm gibi kara bahtım
Tahttan indirilmiş bir padişah misali hüzün girdabına kapıldı
Ve yalnızlığı başıma taç ederek
Her gün yeniden çimlenen acılarımla
Muhabbet kura kura uzadı geceler
Kaplarken hayatımın her anını zehirden acı heceler
Murat Kaya
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.