Gülleri andıran gülümsemen getirirdi ömrüme baharı, Kendime gelirdim, duya duya yüreğinde tüten muhabbeti. Sende bulmuştum, soluklanmak için sevda yüklü çınarı, Bir hiç olup çıkmıştı, gözümde dünyanın can alıcı serveti. Yepelek..
Gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayaldi seni sevmek İçimde bir gönül vardı, darağacını göze almış Seni sevmek karıncaların yuvalarını onarmak gibi bir şeydi Yaz boyu çalışan kış boyu yiyen Anadolu köylüsünün..
Ben İstanbul’un Ne katili ne yerlisi Ben İstanbul’ un ta kendisi Kaldırımlar üşüyor ben üşüyorum Tülbent bir gönle düşüyorum Yıldızlar düşüyor ben düşünüyorum Vakarlı kararlı ve yağmurlu Yaya çivisi saplı..
Yârin gidişiyle… Kızıl bir kıyamet kopar Yüreğim yalım yalaz kora dönüşür Hüzün çiseler bulutlar Kuşlar ötmez güller açmaz olur Yârin gidişiyle… İnce bir sızı ruhumda karar kılar Çalı çırpı gibi..
Sevgi ötesi bir duygu akıyordu gök gözlere benden Bin bir umutla bakıyordu gönlüm gönlüne Aşk ateşine maruz kalan kalbim çölde bir kaya un ufak oluveren Yağ gibi eriyen gökyüzüne dönmüştü..
Mavi gözlerin gördüm göreli gönlümü yakar durur bir kezzap gibi Seni düşünürüm her gece bin parçaya bölük kalbimi dinleye dinleye Aşkına tutulup çaresiz kalmak sanki gökten inen bir azap gibi..
İlkokul yıllarım gök gözlerden vurgun yemekle geçti Hüzün dolu bir tını, hasret barındıran ezgiler arkadaşım oldu Yaralı ceylan yavrusu kalbim Kan ter için bir şefkat eli aradı durdu Dünyalara değen..
Başı dumanlı dağlara el vermiş olmanın huzuru İçimdeki sevinçlerin şahdamarı uzun ince bir selvi gibi Kederler anaforunda gelip giden yaralı bir ceylan Kuş tüyünden hafif adımları, güvercin uçuşları barış elçisi..