(Fotoğraf: Ara Güler’in objektifinden Orhan Kemal)
O sabah, Ara Güler’in Galatasaray’daki evinin kapısı çalındı. Ara Güler, kapıyı açtığında şaşırdı. Karşısındaki, kırk yıllık arkadaşı Orhan Kemal’di.
Orhan Kemal hiç bu saatlerde gelmezdi ziyaretine. Şaşırması o yüzdendi. Onu içeriye buyur ettikten sonra, “E, hayrola?” demekten kendini alamadı.
“Ara, biliyorsun ki, gidiyorum…” diye açıkladı Orhan Kemal..
Biliyordu Ara Güler: Birkaç güne kadar Bulgaristan’a ciddi bir ameliyat için gidecekti kadim arkadaşı.
“Oğlum, ne olur ne olmaz…” diye sürdürdü Orhan Kemal. “Bakarsın dönmeyiveririz gittiğimiz yerden!”
Ara Güler karşısında durmuş, bir şey söylemeden, dikkatle yüzüne bakıyordu.
“Gitmeden önce şöyle birkaç resmimi çeksen diyorum…”
Ara Güler sabahın yumuşak ışığını kaçırmak istemedi. Hemen Leica’sını boynuna astı. Yedek makaralar aldı yanına. Birlikte İstanbul’un sokaklarına vurdular…
O gün saatler boyunca gezdiler, değişik yerlerde poz poz resimlerini çekti üstadın.
Orhan Kemal gitti ve dönmedi!
İçine doğmuştu, evet…
Necati Güngör
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.