Gönüllere Girmek En Yüksek Rütbe / Mir Murat Demir

Öyle ya, beşeri hayatlarımızı yaşayıp öleceğiz. Ölüm tek gerçeğimiz, tartışması yapılmayan, oy çokluğu değil oy birliği ile kabul ettiğimiz gerçeğimiz. Ne istiyoruz, öldükten sonrada gönüllerde var olmak, güzel, seviyeli, duruş..

Gönüllere Girmek En Yüksek Rütbe / Mir Murat Demir
332 views

Öyle ya, beşeri hayatlarımızı yaşayıp öleceğiz. Ölüm tek gerçeğimiz, tartışması yapılmayan, oy çokluğu değil oy birliği ile kabul ettiğimiz gerçeğimiz. Ne istiyoruz, öldükten sonrada gönüllerde var olmak, güzel, seviyeli, duruş sahibiydi diye anılmak, hatırlanmak.

Dünya nüfusu milyarlarla ifade edilirken kimler, kaç kişi yaşadı ve öldü, kimler, kaç kişi yaşayıp ve ölecek. Hayır, tahminler ve varsayımlar olsa da bu rakamın hiçbir önemi yok. Krallar, padişahlar, çarlar, ultra güzeller, yakışıklılar, eşi emsali olmayan yetenek ve becerilere sahip olanlar ve ekstra güce zenginliğe kaim olanlar. Kimi, kimleri hatırlıyoruz, kime, kimlere yüreğimizde yer veriyoruz, sevgi ve saygıyla yâd ediyoruz, farkında olmamız, farkına varmamız gereken bu sayı.
..
-Emrettiğiniz yüzbaşı geldi efendim.
-İçeri al.

Nazır Ziya Paşa subaylara bilgi verdi:
-Az önce sözünü ettiğim talihsiz olayın faili.

Yüzbaşı bekletmeden içeri girdi, kaygılı bakışlarla kendisini izleyen subayların arasından hızla ilerleyerek nazırın masası önünde durdu, selam verdi:
-Yüzbaşı Faruk, İstanbul. Beni emretmişsiniz.

Uzun boylu, kumral, yakışıklı, biraz bıçkın havalı bir subaydı. Nazır önündeki bir yazıya bakarak yumuşak bir sesle:
-Oğlum” dedi. Dün akşam Beyoğlu’n da İngiliz İnzibat Subayı Teğmen Miller’i, emre rağmen selamlamamışsın. Doğru mu?
-Evet efendim, doğru.

Nazır, dürüst subaya babacanca yol gösterdi:
-Herhalde görmediğin için selamlamadın, değil mi çocuğum?
-Hayır efendim gördüm. Nazırın canı sıkıldı:
-Niye selamlamadın öyleyse? Selamlamanız için emir verilmişti.
-Rütbesi benden küçük olduğu için selamlamadım Paşam. Askerlik töresince, önce onun beni selamlaması gerekmez miydi?

Ziya Paşa derin bir kederle ellerini açtı:
-Askerlik töresi mi kaldı a yavrum? Adamlar galibiyet haklarını kullanıyorlar. İngiliz Komutanlığı bu sabah olayı protesto etti. Mesele çıkarılacak zaman değil. Hemen şu müzevir teğmeni bul da özür dile. Olayı kapatalım.
Başıyla çıkması için izin verdi. Ama yüzbaşı yerinden kıpırdamadı.
-Paşam, bir de beni dinlemenizi rica ediyorum.

Nazır bıkkınlıkla:
-Söyle bakalım, dedi. Balkan Savaşı’nda teğmendim. Çanakkale de üst teğmen. Suriye cephesinde yüzbaşı oldum. Ben bu rütbeleri tek başıma savaşarak almadım. Her rütbemde binlerce şehidin ve gazinin hakkı var. Onların hakkını korumak namus borcumdur. Beni affedin, özür dileyemem. Harbiye Nazırı bozuldu:
-Anlamadın galiba. Harbiye Nazırı olarak emrediyorum. Yüzbaşı sükûnetle:
-Anladım efendim, dedi. Apoletlerini bir hamlede söküp nazırın masasına bıraktı:
-Artık emrinizi dinlemek zorunda değilim!

Selam vermeden dönüp kapıya yürüdü. Oturan subayların, İstanbul’u tutan birkaçı dışında, hepsi saygıyla ayağa fırladı. Hepsinin rütbesi yüzbaşıdan büyüktü. Gözleri dolarak, yüzbaşıya selam durdular.

Sevgim ve saygımla üstat yazarımız Turgut Özakman’ı rahmetle anıyorum. Okuduğunuz yaşanmış hikâye ve binlercesi yaşandı, duruşlarından tavizsiz, vatan millet sevgisi gibi vefa duygularını da en üst seviyede var etmişler var ki, bir bez parçası gösterim aracı bir nesne rütbe değil, ebediyete kadar gönüllerimizde en yüksek rütbe ile var olacaklardır.

Mir Murat Demir

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.