Erkek Farkındalığından Yoksunsan! / Mir Murat Demir

Kadın üstün, kadın muazzam, kadın harika yaftalamalarından çok etkilenmiş ve benimsemiş, sahiplenmişsen, çok konuşmamız gerek yoksunluğuna dair. İnsan, doğa, denge ve döngüyü bil, kelebek kanadıyla hareket verdiği havanın dünyanın öteki yüzünde ki ağaç dalındaki yaprak dahi payını alır, anla, etiket sevdandan da vazgeç. İnsan insandır, insanı muazzam yapan ruhunun bedenine yansımaları tutum ve davranışları, doğru ve yanlış gördükleri, öncelikleri ve öteledikleri, duruş ve ilkeleridir. Ne kadın üstündür ne de erkek, ne kadın basittir ne de erkek, yok yalın, çok sıradan bir irdeleme hali, aklı, mantığı, bilinci yok sayma girişimi değil mi?

Soyut ve somut çarpışması, savaşı sonucu nasıl bir çıkarım içerisindesin? Kadının beklentisi nedir, erkeğin beklentisi nedir, bu sorulara açık ve net ama samimi cevabın yoksa kadınlığın, cinsiyetin rafta dursun, insan olarak eksiksin, erkek içinde aynı soru aynı sonuç.

Tarihten bu yana erkek egemen topluluklar ekseriyeti oluşturmuş. Kadın egemen topluluklar da oluşmuş ama çok cılız ve etkisiz kalmış. Kadınlar daha bir bencil ve benci yaklaşarak sadece kendisini öne çıkarmayı, kendisini önemli ve değerli lanse etmeyi sevip, kadınlar için ezilmeyi ve ötekileştirilmeyi önemsememiş, tarihsel veriler, bildiklerimiz böyle. Öylesi öne çıkan örnekler vardır ki; kadın arzuladığı konumu elde etmesi sonrası diğer tüm kadınların ezilen olmasına çanak dahi tutmuş. Şimdi mi, iki kocaman bin yılı geride bıraktığımız yılları, günleri yaşıyoruz. Dünya bilim ve teknolojide yüksek ivmede çalışmalar yapıyor ve hayatlarımıza katıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk de Cumhuriyetin kurulması, kurumsal hale gelmesi ile kadını öncelikli yapmak adına tüm devrimlerin de birincil yapmış ki, fevkalade.

Cumhuriyetimizin 100.yılını kutladık, halen “cennet anaların ayakları altındadır” gibi uyarlamalarla kısa yoldan köşe dönücülük masallarına inanman tamamıyla kendi sorunun, kadın olman olmaman değil, insan olabilmekte ki eksikliğin. Eksikliklerini kadın olarak hoş görülsün, yüksek toleransla değerlendirilsin gibi beklentilerin akla izana aykırıdır.

Yazarken dahi gerginlik yaşıyorum, döngü belli, denge belli, toprak tohum meselesi, üreme, çoğalma formülü, yok öyle kutsallık falan. Kadın kutsal değil erkeğinde olmadığı gibi. İnsan bir cinsiyetle var olur bedeni ve ruhuyla hemhal bir hayat yaşar. İnsan prensipleri, meziyetleri, yetenek ve becerileri, kazanım ve uğraşları, mücadele edip gayret gösterdikleri ile öne çıkar ya da alışılmış haliyle ezber tekrarlarıyla yerinde sayar.
“Saçımı süpürge ettim” nedir? Kadının kendi baskı kurması için mızmızlaması, sırnaşıklığıdır. Erkeğinde “başımın üzerinde taşıdım” “elini sıcaktan soğuğa sokturmadım” gibi atak ya da savunma savsaklamaları. Erkek ya da kadın yarışı yok, insanların savaşı var, insanların yürüdükleri zaman yolunda kendileri içinde sevdikleri içinde insanlık içinde daha iyiyi, daha güzeli, daha pratiği, daha estetik, daha muazzam, daha sağlıklı, daha esprili ve neşeliyi bulup hayatlarına alma mücadelesi var.

Sevgi; ilişkilerinde birlikteliklerinde baş ögesi, öznesi olmadıkça cinsiyetçi yaklaşımlar kaçınılmaz olmakta, kadınlar başta bu kadınım sığınması ile savaşmaya yeltenirken sınıfta kalmaktadır. Cinsiyetçi yaklaşımdan sıyrılarak, edebiyatın, müzik dünyasının starlarından faydalanmadan, resim, fotoğraf sanatının duayenlerinden yardım almadan, insan kimliğinizle, sevgiyi ve sevmeyi, sevilip sayılmayı özümsemiş halinizle kendi şiirinizi yazın, kendi türkünüzü söyleyin, kendi resminizi yapın, bu yaptıklarınızın tümünün fotoğrafını çekin ve tüm insanlara gösterin. Müdahale yok, abartı da yok, acındırma da yok, insanlık gösterdiğiniz fotoğrafa bakarak en isabetli değerlendirmeyi yapıp notunu verecektir. Kadınsın ya da erkeksin, çektiğin fotoğraf bütünüyle ve ayrıntılarıyla beğeni almışsa insanlıktan tarihin belleğinde kendisine ve doğal olarak sizlerin ve insanlığınızın seviyesi belleğinde yer bulacak, yer edinecektir. Yazdığın şiirin türü ve içeriği, söylediğin türkünün makamı ve türü, hassasiyet ve zafiyetlerinizle ördüğünüz hayata bakışınız, tutum ve davranış bütününüzdür.

Kadın olarak kendini öne çıkarma hevesin kırılmaya başladı ise erkeği de savaşılacak değil birlikte hayatı yaşanılacak, el ele, omuz omuza mutlu olunacak insan olarak anlamaya başladı isen, muazzam. Erkek aslan kaplan süper olmaktan ziyade sevilip sayılmak ister, eksiklerinde tamamlanmak, yanlış ve hatalarından törpülenmek ister, gaf ve hataları, yanlış ve kötü olduğu aleni olan alışkanlıklarında plan, program, destek ve hoşgörü ister. Erkek hangi yaşta olursa olsun bir çocuk yüreğiyle hünerli eller, usta bir yürek tarafından sevilmek ve önemsenmek ister. Erkek insan olarak anlaşılmak kendini güvende görmek ister, güven veren, biri, beşi değil dünyayı karşısına alabilecek kadar cesur ve gözü kara tanımı ile erkek görmek istersen, kendisini güvende hisseden erkeği var eden yine kadındır. Kadın güvenli bir omuzda, huzur içinde, mutlu uyuyup mutlu uyanmak istiyor da erkek ne istiyor? Erkek de insan haliyle kadın gibi incelik, dürüstlük, hassasiyet, nezaket, zarafet, dile getirmediklerinin dahi anlaşılmasını ve önemsenmesini ister. Kadın, erkek, yaşlı, genç, alımlı, sıradan, albenili, basmakalıp, güzel, karizma, mevkili, varlıklı, kariyerli, sözü dinlenir gibi tanımlamaların arkasına saklanmak yerine “İNSAN” hali ve insan kimliğiyle benimsenmek ve önemsenmek ister. Bir erkeği sadece gözlem yapıp dinleyerek anlamaya çalışıyor iseniz eksiksiniz, erkeğin ruhunu koklama ve binlerce faktörü doğru algılama yöntemi en iyisidir, bilmiyorsanız sizin eksikliğiniz!

Mir Murat Demir

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız…