ANLATI
Bedensel eksiklikleriniz süreç içinde oluştuğunda yüreğiniz, alışkanlıklarınız davranışsal anlanlamda kocaman sıkıntılar yaşamakta (“Evinde yok gecelik, aklından geçiyor hocalık”) örneğindeki gibi…
Emekli örgütlenmesi sürecinde tanımıştım onu. Geçmiş yaşamı geleneği mücadele pratikleriyle ilgili az çok fikrim vardı. O’nu tanıyınca bu fikrim pekişmişti.
Emekliler ne yapmalı, nasıl yapmalı nasıl örgütsel güç olmalı konusunda toplantılarda epeyce mesai harcamıştık.
Yüksek sesle konuşan, sözünün kesilmesinden hoşlanmayan içi dışı bir arkadaşımızdı.
Epeydir çokça rahatsızlıklarıyla uğraşıyor buna rağmen sendikal çalışmaları da kovalıyordu.
Üç gün önce hastalığının seyrinin değiştiğini “uyutulduğunu” söyledi arkadaşlar. Ziyaretine gitmek istedim son nefesini vermeden. Bu gün yarın derken acı haberi aldım dün!
Şaşkın ve üzgündüm.”Göçmeden göremedim” diye hayıflandım.
Bu sabah onu uğurlamada bulunmak için Kadıköy’e gitmeye karar verdim. Gözlerimin iyice bozulduğu üzüldüğüm zamanlar üveyit” ataklarının arttığını iyice göremediğimi bilmeme rağmen yola çıktım.
Gündüz gözüyle de olsa Kadıköy Eğitim Sen örgütlülüğü binasına ulaşmak hayli zordu. Vardığımda arkadaşlar oradaydı. Herkes üzgündü.
Uyutulması nedeniyle sanki bu sonu bekliyorlarmış gibi kabulleniş içindeydi dostlar…
Karacaahmet camisine vardığımızda sanki bütün İstanbul ordaydı….
Komşuları yoldaşları arkadaşları…
Yine yapacağını yaptın hepimizi biraraya topladın” diye iç geçirdim.
Yanımda bana eşlik edecek kimse olmadığı için defin sürecini bekleyemedim. (Karanlık olunca hiç göremediğimden)
Arkadaşlara aileye taziyelerimi sunarak Kadıköy’e ordan Şifa otobüsüne bindim.
Şifa’da inince hava iyice kararmış bütün ışıklar yaz günü havadaki ateş böceklerine benziyor, ortamı aydınlatamıyordu.
Şoföre sordum;
“Gebze’ye gidiyor’musunuz”
Şoför;
“Kör müsün orda yazıyor görmüyor musun” diyor.
Bende” evet görmüyorum görsem bu azarınızı işitmeyi tercih etmezdim” diyorum .
Araca biniyorum.
Gittiğim yol bildiğim yol değil!
Yandaki yolcuya soruyorum “nereye gidiyoruz”
Darıca’ya diyor..
……
Hoppala….
Al başına püsküllü bela !
Görmeyen gözlerle….
İnsanlara sormaya da gelmiyor, herkesin canı burnunda.
Darıca’da otobüsten iniyor taksiye biniyorum.
(Taksi bulma sürecini anlatsam roman olurdu.)
Bir buçuk saatlik yolu beş saatte tamamlıyorum.
“Güle güle güzel dostum.Değerdi.”
Cemil Yüksek
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.