ANLATI
Yaşam dediğimiz sürece ne çok duygular sığdırmışızdır, hayat dediğimiz yolculuğun içine. Haklılık kadar yanılgı, sevinçlerimiz kadar hayal kırıklığı. Bunlardan birini de farkındalığın getirdiği gerçekliğin acı sancısı. Farkındalıkla birlikte doğru bildiğimiz, kalpten sevdiğimiz ya da benimsediğimiz durumların ya da kişilerin aslında hiç de bildiğimiz gibi olmadığını görmek ise ne çok acı bırakır gönüllere, fikirlere ve hislerimizin derinine. Sonrasında gerçekliği yaşamış ve yanılgılarımızdan uyanmışızdır. Christy Brown’un “Sol Ayağım” adlı romanında şöyle bir söz geçer: “Fark etmek acıydı ama gerekliydi.” Bu söz yaşanılan farkındalığın önemini anlamamıza ne güzel bir örnek oluşturur.
Dünya bir gül bahçesi değildir bizlere, bizlerse bahçıvanı değilizdir yeryüzünde. Hayat uzun soluklu bir yolculuktur, sonuna ulaşmaya çalıştığımız. Farkındalıklar dinlenmemiz için, ulaştığımız gerçekliklerse durup düşünmemiz içindir. Hayat; bizleri zorluklarıyla karşılayan, acılarıyla sınayan, farkındalıklarıyla bizlere yol açandır.
Bazen bazı farkındalıklarla kendi gerçekliğimize erişmemiz, bu uyanışla kendimize gelmemiz, oluşan yeni benliğimizle duygularımızın da şekillenmesi kaçınılmaz olur.
Süreç içinde kendini daha iyi ifade eden, çizdiği yolun doğruluğunda ilerleyen, yaralarını sarıp yoluna devam eden, farkındalıklarıyla gelişendir, insan.
Yüzleşmek, muhtemelen herkesin yaşadığıdır ve doğru bildiğimiz yanlışların ekseninden ayrıldığımız, doğruları kabul ederken belki de zorlandığımız, farkındalığımızla kendi gerçekliğimize ulaştığımız, kendi gerçekliğimizle uyanış yaşadığımız ve aydınlandığımızdır.
Farkındalık, aslında gerçek kimliğimizi tamamlayan, bizleri yanılgılarımızdan uzaklaştıran, yersiz pişmanlıklarımızdan arındıran, öfkeli yarınlardan uzak tutan, kendi doğrularımızı taşıyandır. Oyalanan saatlere arkamızı dayamaktan ayrı tutan, sırtını yanılgılara yaslayan ve yorulan vicdanımızın rahatlamasına sebep olandır.
Karamsarlığa kapılmadan, umutsuzluğun içinde kaybolmadan, çirkin acıların nefesini duymadan, gözleri gülen umut dolu yarınlara tebessüm etme, cesaretimize şans vermedir, farkındalık.
Ayrıca farkındalıklar, kendi sınırlarımızı çizmemize sebep, yolumuzda ilerlememizde gösterdiğimiz cesarettir. Gerçekler, her zaman tatlı yüzleriyle çıkmasa da karşımıza onu nasıl algıladığımız ve onunla hangi yol ve hangi duyguyla karşılayacağımız yine kendi elimizdedir, elbet. Kendi içsel yolculuğumuzda büyümemize, duygularımızın biçimlenmesine nedendir, kimi zaman. Bizdeki değişimin akışıdır, kişiliğimizdeki dönüşümlerin başlangıcıdır.
Değişim, bir çeşit metamorfozdur . Bir tırtılın kozasının delerken çabalaması ve sonrasında güzel bir kelebek olarak dünyaya gelmesi gibidir. Farkındalık da öyle dönüşüm ve değişimleri doğurur, iç dünyamızda. Değişimler sancılı olsa da dirayetli ve cesur kişileri oluşturur varlığında.
Gerçekliğimize uyanmaksa, kişiliğimizdeki açılımları bulmamıza, duygularımızdaki katmanlarla karşılaşmamıza ,bilmediğimiz güçlü yanımızla tanışmamıza ve görmemize sebeptir. Zayıf taraflarımızı kuvvetlendirmemize nedendir, kimi zaman. Kendimizdeki değişimle güçleniriz ve bu güçle de ilerleriz.
Hayat, zorluklara karşı direndiğimizde, zayıf yanlarımızı güçlendirdiğimizde, acılardan sonra ruhumuzu büyüttüğümüzde, gerçekliklerimizi kabul ettiğimizde, yeni kişiliğimizle yol kat etmiş oluruz, hayat akışımızda.
Yeni bir ben ve bilinçle ilerlemek, acılarımızı içimizde nasırlaştırıp, zorluğun içinden geçebilmek, yanlışlarımızdan ders çıkarabildiğimizde ancak gelişiriz ve kendi doğrularımızda ilerleriz.
Yüklerimizi bir kenara bıraktığımızda, yanılgılarımızdan sıyrıldığımızda, yol ayrımlarında dinlenmeyi bildiğimizde; farkındalıklarımız bize acıdan öte bir uyanış sağladığını fark ettiğimizde yeni bir iletişimin sinyallerini bedenimize öğretmiş oluruz. Böylesi bir ruhsal döngüyse bizleri huzurun ve cesaretin anahtarını elimize bırakması da muhtemeldir.
Her zaman yaşantımız süresince farkındalıklarımız olacaktır, bu gerçekliklerin bizleri şaşırtması da olasıdır. Duygu akışımızda değişkenlik yaşatacak olması da muhtemeldir. Önemli olan farkındalıkları nasıl karşıladığımızdadır, gerçekliklerimize nasıl baktığımızdadır.
Unutulmamalıdır ki, her derdin bir dermanı, yaraların ilacı, zorlukların bir çıkışı ve farkındalıklarımızın da bizlerde bir aydınlanması vardır. Farkındalıklar ve gerçeklerse bir uyanıştır. Yaralar sarıldığında, kırıklıklarımız ışık aldığında iyileşir, yeşerir ve güzelleşir.
Birgül KARAGÖZ
12.03.2025
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yazar çok doğru bir konuyu kaleme almış. Farkındaligi hemen herkes yaşamı boyunca bir çok kez yaşamış, bazısı bizi guclendirmis, bazısı da hayal kırıklığı oluşturmuştur.Yazarin belirttiği gibi güçlü olursak,yaşadığımız olumsuzluklardan dugularimizdan yara almadan çıkabiliriz, herseye rağmen hayat yaşamaya değer ve güzel..