ANLATI
Çocukluğumuzla başlar yasak olana elimizi uzatışımız. Hep bir çekim vardır yasak olanla aramızda. “Olmaz!” dendikçe içimize hınzırca bir istekle yerleşiverir. Hep, “Neden olmaz?” sorusuna bir yanıt ararız küçücük aklımızla. Bize yasaklanan o pahalı porselen bibloyla gizlice oynarken kırdığımızda, annemizden yediğimiz dayak güzel bir ip ucudur aslında: Yasak acı verir!
Çoğu kez uzandığımızda dokunabileceğimiz kadar yakındır bize yasaklananlar. Ama bizim değillerdir! Buna rağmen inatla, ısrarla bizim olmasını isteriz. Bazen umutla uzun yıllar ona sahip olmak için beklediğimiz olur : “Florentino Ariza , Fermina Daza’yı katedralin çıkışında altı aylık gebe bir sosyete kadını olarak gördüğü gün, sonsuza dek bile olsa onu bıkıp usanmadan beklemeye kararlıydı.” * Ve bu bekleyiş tam elli üç yıl, yedi ay, on bir gün sürecekti…
Elbette sadece romanlarda olmuyor yasak olanı ısrarla beklemek. Yasaklanan aşklar, kırdığımız biblolar yüzünden yediğimiz dayaktan çok daha fazla yakıyor canımızı. Ama nedense hiç vazgeçmiyoruz…
Gençliğinde çok yakışıklı olduğu söylenen G. Flaubert, bir otelin salonunda kocasıyla birlikte yemek yiyen Elisa’yı gördükten sonra, yaşamı boyunca bir başka kadını böyle bir tutkuyla sevemeyeceğini anlamıştı. Flaubert, sevdiği kadına kocası öldükten sonra ilk mektubunu yazdığında, aradan otuz beş yıl geçmişti…
Yasak olana karşı her zaman bu kadar erdemli davranmak mümkün olmuyor tabii. Çoğu kez yenik düşülüyor tutkulara. Yasaklar, tenin arzusuna boyun eğiyor. Heidegger, kariyerinin başında genç bir doçentken öğrencisiyle birlikte yaşadığı yasak aşkının evliliğini ve kariyerini tehlikeye attığını biliyordu. Dahası on sekiz yaşındaki sevgilisinin kendi yaşıtı sevgilisi olduğunu da… Ama aşk böyle bir şeydi işte. Yasak ve yanlış olması Heidegger için bir önem taşımıyordu.
Kişilerin sıradan insanlar olduğu kadar peygamber olmaları da bunu değiştirmiyor. Hz. Davut’un Ordularının başkomutanının karısı Bat-şeba’ya aşık olması Tevrat’ta** anlatılan bir aşk hikayesidir. Oysa tüm semavi dinlerde olduğu gibi Tevrat’ta da zina yasak ve günahtır. Buna rağmen Hz.Davut Tanrı’ya karşı gelir. Dahası, birlikteliğini meşru hale getirmek için komutanını savaşın ön saflarına sürerek ölüm emrini verir. Bu arada Bat-şeba’nın Hz. Süleyman’ın annesi olduğu notunu da düşelim.
İlk yasağın cennetteki bir meyvenin Adem ile Havva’ya yasaklanması olduğunu biliyoruz.
Onlar, Tanrı’nın cennetinden yasağa uymadıkları için kovuldular… Ve insanoğlunun artık gidecek bir yeri yok!
Belki de bu yüzden insanoğlu yasakları kendi cehenneminden bir çıkış yolu olarak görmekte…
* G.G. Marquez / Kolera Günlerinde Aşk
** Eski Ahit /Samuel 2/ Bab11
Melek Koç
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.