Frankfurt’ta “Boş Çerçeve” Oyunu ile Ayla Algan Anılacak!

“Yüzümdeki her çizgide bir oyunun izi var.”

Frankfurt’ta “Boş Çerçeve” Oyunu ile Ayla Algan Anılacak!
Yayınlanma: Güncelleme: 2.439 views

Tiyatro farklı görüşteki insanların değişik algılamalarla aynı doğruya yöneldikleri sanatsal değişimin ortamıdır. Tiyatro ve yaşam bu yönüyle aynı şeydir. İnsan yaşamının kendi başına sanat olması ve bu sanatın tiyatro aracılığıyla yeni baştan sahnede yaratılması, insanlar için tiyatroyu âdeta bir sığınak haline dönüştürmüştür. Evet!..

Tiyatro bir sığınaktır. Hayatın birçok evresinde, çatışma ve karmaşa ortamında insanlar için tiyatro güven kazanmanın bir mekânı hatta yeniden varolmanın sanatsal gücüdür. İlk uygarlıklardan itibaren tiranların, zorbaların zûlmüne karşı tiyatro, başkaldırmanın ve yeniden varolmanın bir kaynağı ve ifadesidir. Çünkü tiyatro yığınların sanatıdır; ezilenlerin çığlığı, mutluluğu, umudu ve arayışıdır. Tiyatronun yaratıcı bir gizi vardır. Tiyatro, seyircinin hayal ve ufkuyla kesişen; imgeler dünyasıyla izleyicilerini bir duyguya ve düşünceye ortak eden sanatsal bir eylemdir.

Tiyatro ve sinemada yığınların sanatçısı olan Ayla Algan, zorbalara karşı başkaldıran ve direnen bir sanatkârdı. Sanat dünyasında ezilenlerin acısı, sevinci ve umuduydu. Sahnede seyircisi ile kurduğu iletişimle, izleyicilerinin sesi ve şahidiydi. Ayla Algan tiyatronun gülen ve samimi yüzüydü. Her girdiği role uyum sağlayan, bize, (o) olduğuna inandıran bir oyuncuydu.

İlk oyunu ” Jan Darc”tı. 1964’te yönetmenliğini Ertem Göreç’in yaptığı; senaryosu Vedat Türkali’ye ait olan ” Karanlıkta Uyuyanlar” filmi ile sinemada ilk çalışmalarına başladı. 1966’da Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Ah Güzel İstanbul” filminde ilk defa başrol oyuncusu oldu. 1972 yılında ilk müzikalini kadınlar için yaptı. O günden bu yana ömrü boyunca ezilen kadınlar için şiirler okudu. Sanat hayatı boyunca sınıfsal ve sosyal olaylarla ilgilendi. Sanatsal mücadelesini ataerkil topluma karşı sürdürdü.

Türkiye’de yaratıcı dramanın ve çağdaş sanatın temsilcisi olan Ayla Algan, tiyatroda yaratıcı drama sanatıyla; gerçek dünya ile kurgusal dünya arasında iletişim kuran bir tiyatrocu ve eğitmendi. Ayla Algan için gerçek dünya elbette sınıfsal sorundan bağımsız değildi! Sanat yaşamı boyunca haksızlıklara karşı sanatıyla direndi. Reel ve kurgusal dünya arasında, toplumsal sorunları sanatın belirleyicisi kılmaktan kaçınmadı. Sahte, aldatıcı ve manipüle edici sanata yönelik, politik bir tavır takındı. Tiyatroda ve sinemada yaratıcı bir ruh olan Ayla Algan, yozlaşmanın ve sahteliğin karşısında, direnen sanatçı kimliğinin temsilcisiydi. Sanatta direnmeyi estetik anlayış olarak benimsedi. Yaratıcılığı akıl ve ruh dünyasında işleyip, toplumla buluşturarak, gerçekçiliğin estetiğini yığınlara mâletti.

Onun sanatında sevgi, aşk, ahlak, adalet, demokrasi ve özgürlük gibi kavramlar birer rehberdi. Dolayısıyla Ayla Algan için sanattan ayrı düşünülmeyen amaç ve estetik, sanatsal kategorilerin ötesinde toplumsal ve politik birikimleri kapsıyordu. Ayla Algan’ın tiyatro ve sinema oyunları, acıları ve direnişi belleklere aktarmaya devam edecek. Çünkü Algan için sanat, insanlık demekti; hayata kayıtsız kalmamak ve sanatsal bakış açısıyla birlikte, sanatla yaşam arasındaki geniş etkiyi anlamaktı. ” Sanat zor zamanların işidir.” sözüyle, sanatı; çözümlerin, tahammülün, sabrın, umudun ve direnmenin kaynağı olarak gören sanatçımız, sanatla birlikte mücadele etmeyi, sanatsal estetiğin oluşum aşamaları olarak tarif ederdi. Bu konuda Ayla Algan’ın duruşu, bir sanatçının kişiliğine kazandırabileceği estetik ruh hâlinin örneğiydi. Sanatta direnmeyi, sanatın sınırsız anlamına kavuşmasının yolu bilen Algan, direnerek öğreniyor ve öğretiyordu.

Kapitalist sistemin sanatın üstüne örtmüş olduğu perdeyi kaldırarak, toplumu ve hakikati görünür kılmak için, sanatın elimine olmaması uğruna mücadele etmiş duayen sanatçımız, tiyatro ve sinemada direnişi estetize ederek toplumla buluşturdu. Direnişin sanatçısı Ayla Algan’ı 4 Ocak 2024’te kaybetmiştik! Şimdiye kadar Ayla Algan için bir yazı kaleme alamadım. Bir süredir bunun mahcubiyetini yaşıyordum! Ancak geçtiğimiz günlerde Ayla Algan’la ilgili medyada gördüğüm bir haber, sanatçımız için bir yazı yazmama ilham oldu! Medyada okuduğum haber beni çok mutlu etti! Vedat Diri’nin yazdığı “Boş Çerçeve” oyunu 4 Ocak’ta hayatını kaybeden ünlü oyuncu Ayla Algan’ın anısına, Almanya’nın Frankfurt şehrinde sahnelenecek. ” Boş Çerçeve” oyununun ilk gösterimi 6 Eylül’de saat 20.00’de “Gallus Theater”de Frankfurt’ta gerçekleştirilecek.

“Boş Çerçeve” oyunu aynı sahnede 7 Eylül, 18 Ekim ve 19 Ekim akşamlarında da sahnelenecek.Dram türündeki 75 dakikalık oyun, Almanca üst yazıyla izleyiciyle buluşacak. Oyunun süpervizörü Ayla Algan olacak. Biletler, Tiyatro Frankfurt’un sosyal medya hesapları ve web sayfası üzerinden satılıyor. Ayla Algan sevenlerinin bir arada olacağı oyun, ” Sanatta yegâneyi yaratmak önemlidir.” diyen Ayla Algan’ı anmak için yegâne bir gösterim olacak. Seyircileri için izlenilmekle tadına doyulmaz bir oyuncu olan; her rolünün bir ders özelliği taşıdığı, entelektüel bilgi birikimli ve hayatı boyunca sürekli projeler geliştirmiş Ayla Algan, ” Boş Çerçeve” oyunuyla yakınımızda olacak! Hafızamızda tekrar canlanacak. Ayla Algan, sanat dünyamız için tartışmasız bir hafızaydı. Yaratıcı sanatın, yaratıcı drama tiyatrosunun ustalarındandı.

Yaratımlarıyla ve üretimleriyle ölümsüz olan sanatçımız, 86 yaşına kadar sanatseverler için çalıştı. Halk için sanat üretti, ömrü boyunca sanatsal faaliyetleriyle emeğin ve emekçilerin yanında durdu. Düzenin, parababalarının ve gücün itibarlı(yandaş) sanatçısı olmadı. İşçi tiyatrolarında çalışmış Ayla Algan, ezilenlerin tercümanı ve sanatın emekçisiydi. Tiyatro dünyamıza yeni katılan isimler, gözünü tiyatroda onunla açmışlardı. Çoğu oyuncu için o bir kırılma noktasıydı. Oyunculuğu ân’da kalarak öğreten bir tiyatro öğretmeniydi. Ayla Algan, Türk Tiyatrosu’nun Avrupa’da varolmasını çok arzuluyordu.Frankfurt’ta sahnelenecek olan ” Boş Çerçeve” oyunu bu yönüyle Algan’ın ruhunu şâd edecek!” Yüzümdeki her çizgide bir oyunun izi var.” diyen Ayla Algan, tüm oyunlarında ve sanat çalışmalarında şeylerin ardındakini görerek, takipçilerini hep derinden etkiledi. Oynadığı rollerin kahramanlarını hayatımızın bir parçası eyledi. Aklı ve bedeniyle rollerini tasarladı. Sahip olduğu dünya görüşüyle ortaya koyduğu her faaliyet bir yaratımdı.

Ayla Algan içinde yaşadığı çağın ve toplumun zihinsel düzeyine vâkıf bir sanatçıydı. Sanatçı- eser ve alıcı diyalektiğindeki uyuma her zaman özen gösterirdi. İnsanı, sanatın öznesi bilirdi. İnsan ve yaşam onun için tiyatroda yeniden varolurdu. Tiyatroda, sinemada ve eğitmenlik yaşamında hitap ettiği her şeyin düzeyini ve dilini yansıtmaya çalışan sanatkârımızı, bu yazı aracılığıyla; biraz geç de olsa saygıyla anıyorum!

Heybet AKDOĞAN

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız…

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.