KÃœLTÃœR/SANAT
…
Yeni Yıl (Türkiye’m)
Yüzyıllara koşuyor cumhuriyetin atı
Yeni yıla girerken hep al alsın Türkiye’m
Çoluk çocuk, yaşlı, genç yaşar maneviyatı
Bugün deÄŸil, her zaman yeni yılsın Türkiye’m
Hoş geldin, sefa geldin, sanki düğün gecesi
Nereye baksam sensin aşkın her bir hecesi
Beyefendiler nahif, hanımefendiler şık
Yıldızlar gülümsüyor, davetler daha candan
Otuz sekizden beri tüm kalpler ona âşık
Atatürk çiçek gibi açıyor her bir yandan
Her cennet köşeni kıskanır bağ-ı irem
Hemen ÅŸifa verirsin sensiz olsak da verem
Sen ölümsüz Aslı’sın, gönül seninle Kerem
Zemzemden bile güzel olan balsın Türkiye’m
Hoş geldin, sefa geldin, sanki düğün gecesi
Nereye baksam sensin aşkın her bir hecesi
Beyefendiler nahif, hanımefendiler şık
Şarkılar gülümsüyor, sohbetler daha candan
Otuz sekizden beri tüm kalpler ona âşık
Atatürk çiçek gibi açıyor her bir yandan
Tomris’tir, Sultan Mehmet’tir Ergenekon ateÅŸi
Nil gelse söndüremez, ay yıldızlı güneşi
Bu necip milletimin dünyada yoktur eşi
Sevdayla rahmet rahmet yaÄŸan selsin Türkiye’m
Hoş geldin, sefa geldin, sanki düğün gecesi
Nereye baksam sensin aşkın her bir hecesi
Beyefendiler nahif, hanımefendiler şık
Akşamlar gülümsüyor, niyetler daha candan
Otuz sekizden beri tüm kalpler ona âşık
Atatürk çiçek gibi açıyor her bir yandan
Kaşık, hora, köçeklik, zeybek, horon, halay, bar
Yağmur karla dans eder, yüzlerde mutluluk var
Bizler sana Züleyha, sen o Yusuf yüzlü yâr
Esen rüzgâr hep yalnız senle gelsin Türkiye’m
Hoş geldin, sefa geldin, sanki düğün gecesi
Nereye baksam sensin aşkın her bir hecesi
Beyefendiler nahif, hanımefendiler şık
Dudaklar gülümsüyor, adetler daha candan
Otuz sekizden beri tüm kalpler ona âşık
Atatürk çiçek gibi açıyor her bir yandan
Seksenbeş milyonunla dolup taşıyor çarşı
Küsenler barışıyor, çok güzelsin yılbaşı
Kutlu olsun herkesin aldığı güzel yaşı
Herkesin tuttuÄŸu ölümsüz elsin Türkiye’m
Hoş geldin, sefa geldin, sanki düğün gecesi
Nereye baksam sensin aşkın her bir hecesi
Beyefendiler nahif, hanımefendiler şık
Rüyalar gülümsüyor, ayetler daha candan
Otuz sekizden beri tüm kalpler ona âşık
Atatürk çiçek gibi açıyor her bir yandan
Ediz Servan Erdinç
…
Didem’di
Su gibiydi endamı, kor gibiydi saçları
Tükenmez sevgisiyle arşın nuru ışığım
Sinemde dansa kalkar onun parmak uçları
Berrak buğulu beyaz ellerine âşığım
Gözleri cennetimin yollarına kademdi
Sevdanın ilelebet şehrengizi Didem’di
Bakışları ömrüme zemheride bahardı
Semayı arşınlayan kuşlar meftun sesine
Dicle’de yüzen yüzü mehtaptan önce vardı
Güneş ve ay sırayla sığınır sayesine
Gamzesi abıhayat, dudakları bademdi
Asi gönlümün aczi, Akdeniz’i Didem’di
Gözleri yıldız yıldız düşlerimde akınca
Gölgesinde uyurdum en serin uykuları
Uzardı kirpikleri gözlerime bakınca
Ellerinden tutardık sımsıcak duyguları
Sevdakârı Havva’ydı, keremkârı Âdem’di
Âşıklar diyarının ayak izi Didem’di
Her nefeste verince dertlerime iksiri
Anılara sığınıp sonsuz hasretle benim
Gökyüzüne can veren bir güneşin esiri
Yangınlar ortasında buza kesilir tenim
Çiy yağdıran gülüşü çölde açan çiğdemdi
Çarnaçar yüreğimin kalp ikizi Didem’di
Uzayan gölgemizde vakit geçtikten sonra
Onsuz mısralarımı şiirden kovuyorum
Gök rengi gözlerini dem dem içtikten sonra
Sadece onu hâlâ delice seviyorum
Kadehlere sığmayan en efsunlu bade’mdi
Masallar ülkesinin peri kızı Didem’di
Ediz Servan Erdinç
…
Didem
Aşk çölünün yaktığı, benim en garip âdem
Küllerim dökülüyor kor saçlarından Didem
Aklımı kurban eder aramızdaki muhal
Benim gibi hasrettir gözlerine Tac Mahal
Yalnız senin yüzünde, bulutlar hiç kararmaz
Gülünü arayan su sensiz toprağı sarmaz
Yüreğimin ufkunda tutunduğum rehasın
Görmeyen gözlerime gülümseyen vahasın
YaÄŸmurdan sonra gelen koku gibidir sesin
Dünyama umut veren çiçeklerdir nefesin
Sana meftun olunca tahtından oldu Leyla
Bir tek benimle dindi Mecnun’daki vaveyla
Kalbimin devletinde sensin sevdanın şahı
Kalem olan kirpiğin ancak yapar izahı
Sen bembeyaz bakınca güzeldir her sitare
Karın koynunda açan kardelenler avare
İlkyaz gelince seni hatırlatır her çiğdem
Kendini hep sevdiren dört mevsimdesin Didem
Venüs seni görseydi sana hayran kalırdı
Onu da dayanılmaz engin bir efkâr alırdı
Sen ki Mimar Sinan’ın en muhteÅŸem yapısı
Kumral peri bakışın yeryüzünün kapısı
Sen olmadan su gülmez, çay almaz demini
Bende saklıdır aşkın en mukaddes yemini
Sana hasret karanlık seni düşünür her dem
Varlığın her zindana ferah cihandır Didem
Senden gelir cennetin attığı her hoş adım
Aşkının terennümü olmaktır tek muradım
Sen bütün feryatları dindiren baharımsın
Aziz bahtiyarlığım, bengisu pınarımsın
Eşsiz güzelliğindir her kitabede gündem
Asırlar sonrasında bile sen varsın Didem
Hüznün poyraz elleri beni boğmasın artık
Kanayan her yerimde binlerce matem örtük
Rüyalarda bana hep gülen dudağın badem
Seninle uyuyorum, uyanıyorum Didem
Ediz Servan Erdinç
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.