YOLCUNUN İÇİNE YOLCULUK / Cafer Başer

ŞİİR

YOLCUNUN İÇİNE YOLCULUK / Cafer Başer
Yayınlanma: Güncelleme: 149 views

aynı terennüm yumağı
açık kapıların kimsesiz rüzgarı
nefessiz kalan hevesleri can çekişmekte
esintiyi çekemeyince üstüne
toza bulanınca canlanıyor  düşünceler
hint masalında değiliz çok şükür
ithaf edilen ne varsa bize
iblis parmağından suda yürümesi
gece neon gözleriyle o şehri
ablukaya alman yetmedi mi
hüzmeleri mızrapladım kendime
elmastan parlak hüzünleri
işte budur payıma düşen
camlara takılan hayalleri kırmadan
düşlerin ufkuna dalıyorum
bata çıka
ama her seferinde cılız bir ipe tutunup
salıncaktan gökyüzüne süzülüyor içim dışım masmavi
deme unuttum dallarına uzanan güneşi
ya o bizi bize kırdıran kıskanç kâse
tın tın öter kusmak istersincesine beynimden
ne güzeldir yolculuk yoldaşla
çiviyi söken çelikten yollar
kıvrılır tüm yokuşlar baş aşağı
gölgeler de koşar sinsice

ellerim toprağın ayak izleri
yalnızlığın sinesi ne de ağır
seraplar potansiyel zombi
uÄŸultudan naÄŸmelere tutturup
yerçekimini bile yutan boşluk
zavallı zaman ne de masum
yırtılan çığlık büyük harflerden
ve ben herkese her ÅŸeye raÄŸmen
sözsüz dualara alıştırdım kendimi
ruhuma düşen siren sesleri
dokunma çalsınlar uzunca

o eski tren garından beri
neden açılmaz keşişlere bu çıkmaz sokak
pikselleri hâla gözüme batıyor
kıvılcıma tutuşup alevler
paslı raylarda bile suskun anlara
kim bilir kaç kez dalıp gittim
ardıma bıraktığım kendimdi hep
parmaklarımı sesimi miskin ayaklarımı
savrulup düşen kuş tüyü kadar hafif
çatlaklar kaldı kırıkları yendi
çekmecede başsız anahtar
pasına terk edilmiş
feyizli kapıların sunguru

hiç kimsenin bilemediği
ışığın daraldığı koridorlarda
kırık bir aynanın içinden
origami kuşlarıma sesleniyorum
gönül tellerine kanadından asılı
ilahi kitap harflerden bana açılan
sayfa sayfa ömür kalemden itina
benle beraber defterim de doluyor
işte hayat sayılardan ibaret değil
üç beş kelama yıkılan heyhat
her taÅŸtan numara sekiyor
ve akılımın baş ucunda duraklar
yavaşlayan insan mı
ya da zamandan uzaklaÅŸan
çocukluk sokağında saklı
o mektup
yazılmamış cümleler var hâlâ içimde
köşesine düğümlenmiş gözyaşlarım
içi yaş dolu bohçalar taşıyorum
ÅŸehirler de nehir
şimdi üzerime düşen gotik bakışları
davutun çekiciyle örse yatırdım
bakırla döveceğim görkemi

bir an duruyor zarif dünya
işte o göz kapağında kırpı/şan
kavuşmanın ellerini okşuyorum
unutmakla hatırlamak arası
camlara tünedi hisli yağmur
sanki yolcudan da ıslak
işte yollardayız sırılsıklam
her şeye rağmen zaman müşterek
yeşil ırmaklardan usul usul geçip
asla yıkmadan köprüleri
akıp giden yolcularız

Cafer BaÅŸer

İLK YORUMU SİZ YAZIN

HoÅŸ Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Åžifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.