Dilimde boy veren sözcükleri düşürdüğüm Yatağına sığmayan bir ırmaktın sen Tel örgüler acıtmış canını Sınır ötesi acılar birikmiş gözlerinde Ben seni yaprağın yüzünde salınan Bir damla çiye benzetirdim Sen bunu..
Dilimde boy veren sözcükleri düşürdüğüm
Yatağına sığmayan bir ırmaktın sen
Tel örgüler acıtmış canını
Sınır ötesi acılar birikmiş gözlerinde
Ben seni yaprağın yüzünde salınan
Bir damla çiye benzetirdim
Sen bunu bilsen de bilmesen de…
Eski bir kitabın arasında unuttuğum
Eskimiş bir ayraçtın sen
Acıyla sevinç arasında ezilmiş gövden
Ben seni beyaz bir zarfta
Unutulmuş mektuba benzetirdim
Yüzün tanıdık bir adresti Diyarbakır’da
Belki de yüreğinden vurulmuş Sur…
Ben seni yola eğilen söğüt ağacına benzetirdim
Saçların gölgesiydi temmuzun Madımak’ta
Eski bir fotoğrafta duvara dayatılan ellerin
Bir yolcuyu bekler gibi duruyor tren garında
Ellerin ölüme isyandır Ankara’da
Ben seni saçlarından tenine düşen
Bir damlaya benzetirdim
Boynunda akardı bütün akarsular
Ağzında zeytin dalı taşıyan güvercinin
Coşkusuna benzetirdim gülüşünü
Gülüşün bir itiraz cümlesiydi Digor’da
Ben seni çocukluğumun kundağı
Doğduğum eve benzetirdim
Sesin bir masaldı yastığımda
Bayram Çapkurt
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.