İstanbul Üniversitesi Öğrenci Kültür Merkezi Sahnesi’nden “KURALDIŞI VE KURAL” / Mehmet Çeto Tekkanat (Tiyatrocu)

Mersin’de kurmuş olduğum Altan Erkekli Sahnesi’ndeki öğrencilerimden Orhan Barış Ateş’ten bir mesaj geldi. “Hocam, üniversite topluluğumuz bir oyun çıkardı, ben de oynuyorum, gelip izlersen mutlu olurum”
Gitmez miyim?

Bir ustanın gurur duyduğu en güzel şey, öğrencilerinin başarılarıdır. Kadıköy BOA Sahnesi’nde sahnelenen oyunu izledim. Açıkça belirtmeliyim ki, giderken üniversiteli gençlerin amatörce çıkardığı sıradan bir oyun izleyeceğimi düşünüyordum. Önyargılı olmanın iyi bir şey olmadığını bir kez daha yaşadım! Oyuna geçmeden önce topluluk hakkında bilgi vereyim.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KÜLTÜR MERKEZİ

“İstanbul Üniversitesi ÖKM Tiyatro Kulübü, farklı yerlerde amatörce uğraşılan tiyatroyu sistemli bir çatı altında toplayıp, deneysel tiyatro yapabilmek amacı ile Öğrenci Kültür Merkezi’nin sağladığı olanaklar çerçevesinde Aralık 1990’da kuruldu. Bu süre içerisinde tiyatronun neresinden olduğuna bakılmadan, istekli herkesle çalışıldı.

Topluluk; tiyatro faaliyeti içerisinde bulunan herkesin verdiği emeğin değerinin eşit olduğunu savunur ve bunu “tiyatro işçisi” kavramıyla açıklar.”

Tanıtım broşüründen alıntıladığım bilgilere göre oldukça eski ve yoğun bir geçmişe sahip topluluk, bu yıl Bertolt Brecht’in KURALDIŞI VE KURAL adlı oyununu sahneledi.

OYUNUN KÜNYESİ

Reji ve Prodüksiyon Ekibi: Eda Çivaş, Enes Baytemür, Mert Karadeniz, Utku Atakan Erkovan

Reji Danışmanı: İmran Yılmaz

Dramaturji, Işık, Dekor, Kostüm ve Aksesuar Tasarım : ÖKM Sahnesi

Broşür Tasarım ve Işık Uygulama: Eylül Akyol

Afiş Tasarım: Zeynep Söymen

Müzik: Azra Yeşilbudak, Duru Deniz Gül, Eda Çivaş, Enes Baytemür, Ömer Karahan, Utku Atakan Erkovan, Yusuf Ulutatış

Oyuncular: Aleyna Korkmaz, Ata Kiraz, Azra Yeşilbudak, Orhan Barış Ateş, Duru Deniz Gül, Hasan Levent Özalp, İlke Dönmez, Mert Karadeniz, Ömer Karahan, Yaren Amca, Yusuf Ulutatış.

OYUN HAKKINDA

Kuraldışı ve Kural, bir yolculuğun hikayesidir. Bir imtiyaz anlaşmasını tamamlamak üzere kurgusal Jahi Çölü’nü geçmesi gereken bir tüccar, taşıyıcısı ve rehberiyle diğer sınıfdaşlarını geride bırakmak için hızla yola koyulur. Hikaye boyunca, toplumun kanıksadıklarının yanında olağandışı bulunan durumlara dikkat çekilir. Yolculuk sırasında şartlar gittikçe zorlaşır ve tüccar, onu koruması beklenen sistemin yokluğunda giderek daha çok korkmaya, çaresiz hissetmeye başlar. Fakat tüccar için kurallar ve istisnalar çoktan belirlidir.

“Hasta olan ölür, güçlü olan ayakta kalır”
“Suya girdin mi yüzersin”
“Bu kavga böyle gider, büyük balık küçüğü yer”

Brecht’in bu hikayesinde; “kural”, yasal dili ya da olağan olanı kasdederken; “kuraldışı”, istisnaları ve mevcut düzene alternatif arayışı çağrıştırır.
“Yazar Kim? Anlatıcı kim? Tercüman kim? Uyarlayan kim? Şahit olan kim? Siz değilseniz, biz değilsek…”

AMATÖR RUHLA PROFESYONEL BİR GÖSTERİ

Başlarken önyargıyla dediğim gibi, gençlerden amatör bir oyun bekliyordum. Ama fuayeden başlayan, salonda seyirciyi karşılamaya kadar her şey çalışılmış. Oyuncular sahnede yerlerini almışlar, müzisyen gençler güzel ezgilerle bizi karşıladılar.

Sahnede pırıl pırıl gencecik çocuklar, kendilerinden emin, zor bir oyunu içselleştirmişler, baştan sona çok güzel bir performansla, amatör bir ruh ve profesyonel oyunculuklarla oyunu bizlere anlattılar.

Oyunun matematiğini iyi kurmuşlar, müzikler oyunu destekleyen güzellikte, su gibi akan, seyirciyi bir an bile oyundan koparmayan harika bir ekip oyunu izledik.
Elbette oyunu mutlu bir duygusallıkla ve gururla izledim.
Çünkü bir usta için en gurur verici şey, çıraklarının başarılarını görmektir.

Bu güzel ve başarılı ekibi takip edin ve destekleyin. Bu gençleri gördükçe umudum yeşeriyor.

Mehmet  Çeto Tekkanat (Tiyatrocu)