ŞİİR
içimde bastırılmış bir isyanla çıkıyorum sokaklara
bu kentin girişi neresi, çıkış kapalı mı. sakla, beni de sakla…
sakinim, bir yabancı gibi yürüyorum ellerim cebimde
göçüp gitmişler kapı önü masaların müdavimleri
yaşayan bir geçmiş arıyor gözlerim, martılar hâlâ çığırtkan. yaşar mı tarih?
enine boyuna Çiçek Pasajı sakinlerinden bir şişko çiçekçi kalmış
duvarlarındaki masal yenik düşmüş boyaya ve paslı kapısında
bezgin bir kedi uyuklamada. yaşanan kimin tarihi?
hatırlamanın ve unutuşun dışında
öyle bir kalabalığa karıştım ki
bir başka şehirden çıkabilirim
görmesem şu boğaziçi’ni
ben ki bu şehirde
haritasız çıkardım gecelerde ve gündüzde sokağa
korna seslerinden sonra ilk duyduğum
birbirine çarpan insanların
birbirine çarpmayan sesleri
bir tek işportacılar haklı geliyor bana
seste ve tütün sarmada
sahile varınca çoğalıyor martılar
karadeniz akıntısı bu
burnunu kuzeye verir de geçer
karşıyakaya gemiler, tekneler
sis çökerse tehlikelidir
üstüne üstüne gelir şilepler
rüzgâr var, ama
yaprak kımıldamıyor
mermerler çatlamasın diye mi
ölüler serinlensin diye mi
yaşayanlardan alıp da dikmişler
mezarlıklara çam yeşilini
rüzgâr var, ama
yaprak kımıldamıyor
Haydar Doğan
16 nisan 2024 – Mephisto/ Beyoğlu
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.