Gulyaban / Pınar Dinçata

Beni götürün bu illerden, derme çatmayım.
Toplanma kamplarında hilâl uğurları
Akisi kendinden kehanet çığlığı
Tarihi geçmiş bir duruşma faslı
Beni götürün bu illerden
Denizini aşamadım kendimdeki benin.
Erişemedim diyarsızlığa
Duyulmadı mor kahkaham
Acımtrak çığlığım
Sarmadı hiçbir beden ve hiçbir kaşkol
Kaotik ruhumu
Beni soyutlayın yorgunluklardan
Narası atılan ahir zamandan
Kisvesinde siyam barındıran geceden
Beni götürün bir sokak ötesine
Kedi yavrularının yanına
Öğütün zılgıtlarımı bir buğday ambarıyla
Hayat, bir hilkat garibesi
Gulyabanlar hücum ediyor sol yamama
Beni götürün bu kötürüm illerden
Tanrı kaç ömür biçti ki bana
Size hesap vereceÄŸim
Yok sayacağım, dalkavuk biçimlerinizi
Sevgimi dirhem dirhem sumak sumak
Pay edeceğim gökyüzü altına
Milis güçlere armağan edeceğim
Amazon yanlarımı
Kılıçları, kalkanları sulayacağım
Çiçek açsınlar diye
Zırhlarınıza toslayacak zırhlarım
Beni götürün bu yarım yamalak
İçtensiz illerden
Şeffaf yollar ve yıllar yazın seyirlere
FüruÄŸ’un nahif kalbinde bana yer açın

Pınar Dinçata