İNCELEME
Klasik ontolojik sorunları yeniden tanımlayan dataizm, varlığın anlamını veriye dönüştüren ve varlığı ölçülebilir bir mahiyet olarak gören düşünce akımıdır. Görünenle sunulan arası ilişkiden ziyade, veriyle korelasyon arasındaki etkileşimi merkeze alan dataizm, bilmeyi anlamak olarak değil, bilmeyi ölçmek olarak değerlendirir. Verilerin yoğunluğunu hermenötik ya da fenomenolojik deneyimler olarak yanlış bulur ve istatiksel modellemeyi ön plana koyar. Bu durumda dataizmin canlı öznesi olan insan, biyolojik bir algoritma olarak varlığını sürdürür.
İnsana biçilen bu rolden sonra birey anlam üreten değil, verileri tüketen ve verileri sağlayan istatistiksel nesneye indirgenir. İçinde yaşadığımız dijital çağ, bireylerin birbirlerine kesintisiz erişebildiği bir dönemdir. İnsanlar arası dış mesafe dijital çağ sayesinde sadece bir detay ve zaman farkı ise ayarlanabilen bir parametredir. Dataizmin buradaki temel iddiası insan ilişkilerinin veri olarak okunabilmesi ve ölçülebilmesidir. Sosyal etkileşimleri optimize eden dataizm, sosyal ilişkileri yapay ve stratejik olan bir denklemle etkili kılar. Online sosyal ağ siteleri yapay ve stratejik olan bu denklemin en önemli kaynağıdır.
Dijital çağda, çoğunlukla sosyal platformlarda sosyalleşebilmemiz dataizmin her geçen gün varlığımızı kuşatmasının bir neticesidir. Bu nedenle yaşamın gerçekliğini simülasyonlara tercih edişimiz doğal hayatın olağan bir tercihi olarak algılanıyor. Böylece duygusal ve sosyal ihtiyaçlarımızı online dünyalarda sınırsızca karşılamakta hiçbir sakınca görmüyoruz. İletişim teknolojilerinde yaşanılan bu gelişmeler özel hayatımıza kadar sirayet ediyor. İnsanların iletişim sürecindeki hemen hemen her şeyi dijital ortamlarda sonradan kullanılmak üzere kayıt altında. Çünkü içinde bulunduğumuz zaman, bilgi toplumunun istatistiklerle ölçülebildiği dijital bir evre. Ve istatiksel ölçülerle kayıt altına alınan her şeyimiz bizleri kontrol altında tuacak olan sistem için ihtiyaç duyulan verilerdir. Dolayısıyla bu döneme adını veren felsefi akımın dijital dünyadaki tek karşılığı dataizmdir. Dataistlere göre bir mevzu hakkında yeterli bilgi varsa, o konunun ileride ulaşacağı aşama tespit edilebilir ve ona göre gereken neyse yapılabilir. Aslında bu durum pozitivizmin bir dönüm noktasıdır.
Bilim ve dijitalleÅŸme hayatımızı doÄŸal köklerinden koparırken bizler bu olgularla çaÄŸ atladığımızı düşünüyoruz. Buna mukabil henüz neden yalnızlaÅŸlaÅŸtığımızın ve yalnızca biyolojik bir varlık olarak tanımlandığımızın farkında deÄŸiliz. Bu nedenle yapıp ettiklerimizin tüm çıplaklığıyla ortada olmasını ve kayda geçmesini istiyoruz. Herkesin bizden haberinin olması, yalnızlığımızı saklayan sanal dünyanın bize hoÅŸ gelen cazibesi. Dataist maksatla yönlendirilen sosyal medya ortamlarının insanlara hissettirdiÄŸi baÅŸat arzuların başında bu tür çekicilikler geliyor. Yani bireycileÅŸmenin ve yabancılaÅŸmanın güdüselleÅŸmiÅŸ istenci. Sanal benlik dediÄŸimiz gerçek te bundan ibaret. YaÅŸadığımız, yaÅŸamak istediÄŸimiz veya ÅŸahit olduÄŸumuz her ÅŸeyi online ortamlarda paylaÅŸmak… Böylelikle bilincinde olmasak da sosyal medyanın kendine özgü benlik geliÅŸtirme sürecinin bir parçası oluyoruz.
Herkesin neredeyse “gözünün içine sokarcasına” görmesini istediÄŸimiz paylaşımlar, düşünce ve duyguların çatıştığı bir ortamda bizleri; tanışmadan nefret edilen bireylere dönüştürüyor. Peki, tüm bunlar karşısında doÄŸru olan ne? Haklı olmak için tutarlılığımız var mı? Ve en önemlisi neyin peÅŸindeyiz? Dataizme göre bu soruların karşılığının ölçüsü hiç önemli deÄŸil. Çünkü dataizm, yarattığı ortamın görünen gerçekleriyle deÄŸerlendirmeler yapar. Dataistlerin bilimsel verilerden anladığı da budur. Veri görünendir, nitel durum önemli deÄŸildir. Dataistler olayların neden ve sonuçları arasında baÄŸ kurmazlar. Hâliyle, bireysel ve toplumsal davranışlar, dataistlerce sadece istatiksel ölçülerden ibarettir. Ele alınan sorunlar istatiksel yöntemle deÄŸerlendirildikleri için, dijital çaÄŸda yaÅŸanılan toplumsal davranışların gerçeklik payı ciddiye alınmaz. Bunun yanısıra toplum içinde çoÄŸu zaman yaÅŸanılmamış olaylar da dijital iletiÅŸim ortamlarının hakikati olabiliyor. ÖrneÄŸin, kiÅŸi kendisine ait olmayan birçok toplumsal deÄŸeri kendisine aitmiÅŸ gibi, iletiÅŸim hâlinde oldukları insanlara benimsetebiliyor. Sosyal iletiÅŸim kanallarında insanların sahip oldukları deÄŸersizlik duygusunu bu tabloyla çok rahat gözlemleyebiliyoruz. Ne de olsa karşımıza çıkan insan karakterlerinin büyük çoÄŸunluÄŸu her halükârda lümpenleÅŸmiÅŸ bireyler yığını! Dataizm akımının yarattığı dijital iletiÅŸim ortamlarında bir baÅŸka dikkat çekici olan insan özelliÄŸi ise, sahte benlik duygusuyla hareket eden kiÅŸilerin, yalanlarını kanıksatmaları için devamlı bir av peÅŸinde oluÅŸlarıdır. Narsist insan ruhunu andıran bu tür kiÅŸilikler, dijital ortamlarda çoÄŸaldıkça, narsist ruh hâlini anımsatan bireyler zamanla birer narsist hastaya dönüşüyorlar. Av bulmak kolay olduÄŸu kadar kısa zamanda narsist bir birey olmak da zor olmuyor. Böylece dijital ortamlarda kendine av bulan her birey aslında bulduÄŸu insan kadar ruhsal bir hastaya dönüşebiliyor.
Bitmek bilmeyen bir dönüşüm bu! Dönüştükçe; dataistlerin istemiş oldukları bir insan profiline evrilmenin asıl gâyesi de bundan ibarettir. Dijitalleşmeyle birlikte insanların önemli bir oranının sahip oldukları insan tabiatı, dijital kimlikler ve dijital benliklerdir. En can yakıcı olanı ise; yönlendirilebilinen, kontrol edilebilen insanların, dijital dünyanın birer çalışanı olarak toplumda yer edinmesidir. Sınırsız bir sosyalleşme ortamının yaşandığı dijital dünyada bu sosyalleşmenin özgürlük mü yoksa veriye indirgenen bir denetim biriminin parçası mı olduğu yönünde henüz bir tutum içinde bulunmuş değiliz. Ancak bir gerçek var ki o da; herkesin dataizmin kontrolü altında dijital bir sömürülen olmasıdır. Sosyal medya platformlarının, dijital arkadaşlık ortamlarının, mesajlaşmaların ve diğer tüm uygulamaların, insan ilişkilerini algoritmalarla koşullandırmasıdır. Artık kaçınılmaz olan böylesi insan ilişkileri, dataizmin ontolojik olarak insanı yeniden ele almasının sonucudur. İnsana ait her şeyi istatiksel metotlarla sistemleştiren dataizm, dijital dünyanın sınırsız sanılan insan ilişkilerini toplumsal mühendislikle sadece veriye dönüştürürken, insanın duygu ve düşüncelerini dijital dünya için devamlı işlenebilir veri parçacıkları hâline getirir.
Heybet AKDOÄžAN
Yazarın diÄŸer yazıları için tıklayınız…