Cilasin Özgün’ün İncelemesiyle: Hakan Kizir/Güvercinler

Hakan Kizir’in 2022 Ocak ayında Karina Yayınevi’den çıkan öykü kitabı “Güvercinler” 116 sayfadan oluşuyor ve içerisinde 16 öykü yer alıyor. Yazma pratikleri şeklinde ve gittikçe artan bir kalitede yazılmış. “Yalın..

Cilasin Özgün’ün İncelemesiyle: Hakan Kizir/Güvercinler
453 views

Hakan Kizir’in 2022 Ocak ayında Karina Yayınevi’den çıkan öykü kitabı “Güvercinler” 116 sayfadan oluşuyor ve içerisinde 16 öykü yer alıyor.

Yazma pratikleri şeklinde ve gittikçe artan bir kalitede yazılmış. “Yalın gerçekçilik” adını verebileceğim bir üslupta yazılmış hepsi. Aynı şekilde toplumsal hassasiyetlik ile kaleme alınmış. Bazıları bireysel, küçük serüvenler. Genelde toplumsal bir kurguları var ama yalın, akıcı ve sade bir dil kullanılmış. İçlerinde lezzetli öyküler yer alırken, kurgu açısından ise hepsi ilginç.

En çok beğendiklerim: “Tünelde”, “Ördek Yumurtası”, “Boş Ev” , “Fotoğraftaki Çocuk” diyebilirim. Bunlar daha renkli ve bireysel serüvenler, kısacıkta olsa okuyanda tat bırakan öykülerdir.

Hikâyemi neden yazamadım: İlk öykü kısacık ama ilginç. Olay içinde olay gibi. Öyküsünü yazmaya çabalarken beklenmedik sıradan engellere maruz kalır ve yazamaz. Merkezdeki konu ise ilginç ve gizem barındırıyor. Bir balıkçı ile dervişin buluşmasıdır. Yalnızlığın kıymeti vurgulanır.

Eski günlerdeki gibi: “Biten bir aşk için söylenecek söz şu olmalı, güzeldi yine de” bir aşk öyküsü aşıkların buluşmaları, seneler sonra tekrar karşılaşmaları anlatılmış. Gayet güzel kurgulanmış. Sevmek, ilişki ve hayat kurmak için yeterli olmayabilir temasındadır. Maddi zorluklar veya türlü gerçekler yüzünden ilişkileri yine başarısız olur. Farklı yönlere doğru yürümeye başlarlar ve bu şekilde biter. Hüzünlü.

Yüzleşme: Aslında bence gerçek ile yüzleşme üzerinden yazılmış bir öyküdür. Bir çocuğun hayatından babasının onu neden terk ettiğini seneler sonra öğrenir. Çocuğun gözünden kısacıkta olsa çok acı şekilde dile getirilir. Annesi hep gizlemiş olsa da, öğrenince babasına karşı öfkesi daha da büyümüştür maalesef.

En kötü günümüz böyle olsun: İş görüşmesine giden bir adamın karşılaştığı zorluklar anlatılır. İşe girer ama yine de iş hayatının zorlukları, baskıları, yıpratıcılığı, beklenmedik zorluklar ve insan ilişkilerinin monotonluğu ortamında psikolojik yıpratıcılığı onu da sıradanlaştırır maalesef… En sonunda soluğu meyhanede kafa dağıtırlarken bulur kendini… en kötü günümüz böyle olsun diyerek…

Güvercinler: kitaba ismini veren öykü. Son derece yalın ve gerçekçi anlatılmış. Bir olay olur, mitingde bomba patlar. Ankara da sıradan bir günde bomba yüzünden ölen kızlarının ölümüyle acı çeken bir anne, bunun peşini asla bırakmak istemez… Acı olayın insanın suratına tokat gibi soğuk şekilde vurulması anlatılır. Olay yerindeki büfecinin ağzından annenin yaşadıkları gözlemlenir… Birinci ağızdan anlatılır… Güvercinler olay mekânında havada dönüp dururlar…

Boş ev: Çok güzel bir öyküdür bence. Kitabın lezzetli öykülerindendir: kafileyle beraber yürüyen genç, gizemli bir mekâna girmesiyle,  olayları anlamaya başlar.
Harabe bir mekândır ve şans eseri olayların ucu kendi hayatındaki gizemin çözülmesine dönüşür… Parçalar birleşir ve seneler sonra babasının neden evi terk ettiğini annesinin yüzündeki gizemli ifadenin anlamını burada bulduğu bir fotoğraf ile öğrenir.

Editörün kitabı: Eserini yayıncıya teslim bir yazar. Heyecanlı bir şekilde anlatılan bir olay örgüsü.
Aslında şaheser olduğunu zannettiği tüm dünyayı sarsacağını sandığı kitabının önemsiz ayrıntılar yüzünden şaheser olmadığını sarsılarak öğrenir maalesef… Editör her şeyi değiştirmesini ister. 7 yıldır üstünde çalıştığı her şey boşa gider, acılı hayaller görür sonunda.

Fotoğraftaki çocuk: Süslü ve lezzetli bir öyküdür. Aracı bozulan bir fotoğrafçı, gittiği ve konuk olduğu insanların yoksulluklarından-yoksunluklarından etkilenir. Bunun hakkında bir sergi bile açar ve sonunda herkes bu insanların yaşadığı hayatla etkilenir… İnsanların iyiliklerinden etkilenir. Ama maalesef hiçbir politikacı bu köye gitmemiş ve bu insanların hayatı için hiç bir şey yapmamıştır.

Kırmızı peçeli kadın: Sıradan bir üniversite öğrencisi hayatı boyunca maruz kaldığı baskıları, kötülükleri, yüzüne kezzap atılmasıyla, seneler sonra da hayatının nasıl alt-üst olduğunu anlatır. Yüzüne kezzap atan bir ağanın zengin ve güçlü oğludur. Maalesef kötülükler yine bitmez karakolda da devam eder! İşkenceci polisler hayatını zehir etmekte pay sahibi olmuşlardır. Soğuk ve acıklı şekilde anlatılır.

Ördek yumurtası: Küçük bir çocuk, ormanlık bir yerde çeşmeden suyunu doldururken, heyecanla bir ördeğin yuvasını ve yumurtasını bulur! Yumurtayı yuvadan çalar. Eve götürür. İştahla kardeşleriyle yerler! Çok sevimli, renkli ve çocuksu bir öyküdür. Onun için çok heyecanlı ve unutulmaz bir hatıra olur. Gerçek bir yazar gibi tüm öğeler kaynaşmış ve ustaca yazılmış.

Balık avı: Kısacık ve tat bırakan öykülerden. Balık avlayan bir adam ilk kez başarılı olur ama bu da karısının desteğiyle olur. Sonunda gülüşürler!

Tünelde: En beğendiğim hikayelerden. Hapse düşmüş iki adam, sohbet ederlerken zamanla gerçekler ortaya dökülür. Seneler sonra artık hapisten kaçmaya karar verirler. Bol aksiyonlu, maceralı şekilde kaçışları anlatılır. Bir tanesi diğerine yarı yolda bırakır. Tam tünelden çıkacakken kapak üstüne düşer adam ölür!. Ama seneler sonra hapiste sohbet ettiği kişi de Sabahattin abi, dediği Sabahattin Ali çıkar. Kendisi de aslında hayalet olmuştur ve konuşmaktadır. Gökyüzüne çıkıp bulutlara karışmasıyla biter. Muhteşem.

Kıl payı: Ormanda bir büyük fırtına ve sel çıkar. Betimlemeli bir dille kısacık da olsa tat bırakan öyküde, tüm hayvanlardan, zorluklardan bahsedilir. Ama anlatan öznenin hangi hayvan- kim olduğu açıklanmaz.

Anlamsız: İki arkadaşın başarısız geçen hayatlarında yolunda olan hiç bir şey yoktur. Yenilgiyi zorla kabullenmeye çalışırlarken anılarından bahsederler. Acıklı bir hikayedir.

Düş gezgini: Sıradan genç bir kızın, okuldan alınıp baskıcı, despot ve zalim babasıyla- babaannesi tarafından psikolojik baskıyla yıldırılması anlatılır. Sonunda tecavüze uğramasıyla hayatı mahvolur.  Çok acılı bir dille hayatından bezmesi anlatılır! Sonunda mahvolmuş şekilde hayatı son bulur.

Cilasin özgün.

[button url=”https://www.besincisanat.com/category/cilasin-ozgun/” target=”true” text=”Yazarın diğer yazıları için tıklayınız… ” class=”mavi” size=”small”]

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.