KİTAP İNCELEMESİ
Mizah yazarı Ahmet Zeki Yeşil’ in “Korona Müfettişi” başlıklı kitabını gülümseyerek okudum. Kitapta yer alan öyküler sadece gülümsetmedi beni, aynı zamanda düşündürdü. Yeşil, zaten mizahın gülümsetirken düşündürmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyor. “Korona Müfettişi” 21 öyküden oluşuyor. Mizah ve hiciv sanatının çok renkli, canlı ve kaliteli örneği diyebilirim.
Akıcılığıyla zekâyı keskinleştiren ve okuması gerçekten keyifli olan öykülerde, tek bir kelimeyle durum veya atmosfer yaratma özelliğini görüyoruz. Üslubu gündelik hayattan olaylarla ve renkli dile sahip. Karakterleri bir bakışta tanıyor ve sempati duyuyorsunuz. Öykülerin hepsi ders verici nitelikte.
Öykülerden kısaca söz etmek gerekirse…
Kılım Döndü: Hasta ile doktor arasındaki komik ve şaşırtıcı diyaloglar, insanı ister istemez güldürüyor. Hareket ve mimikler, konuşmalar ironisinden öykünün kahramanı her şeyi sineye çekiyor. Olayların kontrolden çıkmasından bile şüphelenmeyen hastanın çektikleri yanına kâr kalır!
Alo Selami Abi: Telefonda konuşan iki komşunun diyaloglarına şahit oluyoruz. Gecenin kör saatinde aramasından ötürü, çok komik hale gelen ve aynı zamanda konuya giremeyen komşusu, deprem olduğunu haber vermek istemektedir. Fakat ikisi aynı apartmanın sakini. Konular döner dolaşır, her şeyi konuşurlar, esas meseleyi söyleyene kadar Selami abi çileden çıkar.
Korona Müfettişi: Üniversite mezunu işsiz genç, maske takma meselesini insanlara hatırlatmak gerektiğini sorumluluk hisseder. Taksim meydanında önüne gelene maskesini sormaya başlar. İnsanlar, yaratıcı bir bahane bularak geçiştirmeye çalışırlar. Her cevap apayrı bir şaka konusudur. Her insanın cevabından ders çıkarmayı da ihmal etmeyen genç adamın başına olmadık işler açılır.
WC İflas Ederse: Sabah işe gelen esnaf ne görsün, elli yıldır hizmet veren tuvalet kapalı! Her gelen bunu merek etmeye ve sorgulamaya başlar. Toplanan kalabalık dertlerine türlü türlü yaratıcı ve sorumluluk içeren çareler üretir. İnsanlar birbirlerine laf atmaktan ve cevap vermekten, ne yapmak gerektiğini düşünemezler.
Aysel Git Başımdan: Aşk kırgını bir kişinin, iç konuşmaları ve dertleri aşırı komik şakalar içeren ironi ve yer yer olaylara da yer veren anlatımıyla mizah konusu yapılmış. Günlük hayatta karşılaştığımız her türlü ayrıntı işlenmiş. Olaylar ve monologlar merak uyandırıyor.
Danke Schön: Alman eşini ailesiyle tanıştırmaya ve kaynaştırmaya çalışan kadının başına gelen komik olaylar ilgiyle okunuyor. Damat, her seferinde acı bir olayla hüsrana uğruyor. Sonunda Almanya’da deli olmaktansa burada kahraman olmayı yeğliyor.
Şeref Bey’e Ne Oldu?: Orhan Veli Kanık’ın dediği gibi her şey birden bire olur. Şeref Bey, hiç kimsenin bilmediği bir dilde küfür etmeye başlar. İnsanlar bu durumdan alınır alınmasına ama ne söylediğini anlayamaz. Şifre, karakolda çözülür.
Gaydırı Gubbak Cemilem: Korona günlerinde geçen bir öykü. Sokağa çıkma yasağını, darbe oldu zanneden bir adam. Yanlış anlamalar dizisi… Markette hapşırınca olayların gelip dayandığı mekanda herkes panikliyor. Sonunda karşı binadaki Cemile isimli kadın çıkar karşımıza.
Sevgili Günlük: İstanbul’a ilk kez gelen birinin başından geçen olaylar komik bir dille anlatılıyor. Trafikte satıcılar, trafik sıkışıklığı ve komik tiplemeler dikkat çekici. Sonunda öykünün kahramanı tekrar köyüne döner.
Havadan Sudan Aşk: Kısa bir piyes-oyun şeklinde yazılan öyküde, karı-kocanın konuşmaları ele alınmış. Birbirlerine olan sevgileri, ilgileri ve kızgınlıkları da tamamen keyfi ve rastlantısal olunca merakla okutuyor. İletişim eksikliğinin neden olduğu durum, gülümsetirken düşündürüyor.
Dolmuş: Dolmuşta yolculuk yapan bir adam… Toplu taşımada yapılmaması gereken şeyler, olağanüstü komik şekilde kurgulanmış. Engellilere ayrılmış yerlere oturmamak, büyüklerle alay etmemek, telefonla oynamamak, yabancıların telefonuna bakmamak, vs. bir sürü yanlış davranışlar hicvedilir. Komik ve öğretici!
Keyfi Yerinde Kralın Ülkesi: Masal şeklinde yazılmış, ders verici nitelikte anlatı. Keyfi yerinde yöneticilerin görevlerini suistimal etmesi ve liyakatsizlik hicvedilmiş.
Zamanda Yolculuk: Düşünce gücüyle uçabileceklerine inanmış insanların, uçakta başlarına gelenler merak uyandırıyor. Örneğin hostesin el kol hareketleri ve türbülans anındaki tuhaflıklar aşırı komik. Öykü sürpriz bir sonla bitiyor.
Korontina Günleri: Korona günleri kara mizah tadında anlatılıyor. Bir adam, sokağa çıkma yasağına uymaz ve dışarıya çıkar. Amacı tıraş olmaktır. Gittiği yerde, kumar oynayanlarla birlikte polise yakalanır.
Vatandaşın Sıkıntısı: Evinin balkonuna salatalık atılan vatandaşın bu olayı kafasına takmasıyla olaylar gelişiyor. Öyle ki sonunda sağlığı sağlığı bozuluyor. Hem gülümseten hem de düşündüren öykülerden.
Teşekkür Konuşması: Muhtar adayı biri, teşekkür konuşması için çok derin düşüncelere dalar. Karısı tarafından sözleri düzeltilir. Girdiği hayaller ve durumlar aşırı komik.
Her eve bir kayyum: Geçinemediği için şikayetini ilgili makamlara iletmeye hazırlanan Hamdi Bey, arkadaşları tarafından dışlanır. Evine kayyum atandığını öğrenince iyice sinirleri bozulur. Ancak kayyum tarafından kızı istenir ve kızını evlendirir. Sonunda arkadaşları bile her eve bir kayyum kampanyası başlatırlar.
Japon Olmayan Japon: Japonya’dan Türkiye’ye kesin dönüş yapan Fuat, zamanla Japonlaşmıştır. Öyle ki, kendisine Fuyiki adı verilmiştir. Harika kurgusuyla ilginç bir öykü.
Huysuz Deve: Eşeği kıskanan devenin başına gelenler masal şeklindeki anlatılmış. “Her işin bir ehli vardır!” mesajı veriliyor. Masalın dili, sıcaklığı, samimiyeti okuyana fazlasıyla geçiyor.
Kısa sürede ikinci baskısını yapan “Korona Müfettişi” okuması kolay, can sıkıntınızı giderecek bir mizah kitabı. Okurken fazlasıyla gülümsediğimi belirtmek isterim. Yazarı tüm içtenliğimle kutluyorum. Gülmek insana iyi gelir. Gülmek, gülümsemek isteyenlere bu kitabı tavsiye ediyorum.
Cilasin Özgün
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.