Ahmet Zeki Yeşil / Arif Olan Anlar

ANLATI

Ahmet Zeki Yeşil / Arif Olan Anlar
Yayınlanma: Güncelleme: 1.410 views

Arif olan anlar… Arif Bey, sözüm meclisten dışarı. Önemine binaen konuyu sağlam bir zemine oturtalım lütfen! Elbette minibüslerde kucak kucağa oturulmasına karşıyız. Dayatmalara prim vermeyiz. Yani kimsenin önünü kapatma anlamında söylemiyorum. Ön açık kalsın, on yıllık periyotlar haline arkamızı görelim. Bir kadın yolcunun dolmuşun şoförüne, “Münasip bi yerde…” demesi normaldir. Normal olmayan şoförün kadını evine götürmesidir. Söyleyeceklerim özetle bundan ibarettir. Neticede nitekim benim bir hesabım yoktur. “Sosyal medyada hesabım yok” demek, “bankada hesabım yok” anlamına gelmez. Eğerler ve meğerler üzerinden konuşmayalım. Eğerle meğeri evlendirmişler, nur topu gibi üçüzleri olmuş. Sonra, “Biz bunlara bakamayız” demişler. Arif Bey, bakamayacaksan niye yaptın? Anladık fırın kızgın, kürek düzgün olunca poğaçalar güzel çıkıyor. İyi güzel de, maya da sağlam olmalı. Bizim mayamız sağlam, başımız dik, farımız açık, yolumuz trafikten dolayı kapalı. İstersen gel bir şaplak vur alnıma! “Oh… Çok iyi geldi Arifim, bi tane daha rica ediyim” demem.

Arif Bey, yolun başında otuz katlı hedefler koyduk. Hatırlarsınız, eskiden bir Blue Jean reklamı vardı. O reklam yüzünden ben Blue Jean giymiyorum. Bir gün kafam kızdı, soğuk suya tuttum. Pantolonu değil, kafamı soğuk suya tuttum. Barajlarda su kalmadı. Eskiden bunun adı suistimaldi. Siz bunu, “Sulu İsmail” şeklinde anladınız. Komşularınla iyi geçin ama aradaki duvarları kaldırma. Duvarı kaldırırsan akraba olursun. Bundan ne bir küsüşme, ne de bir sevişme çıkarılmasın. İngilizce, “Vat du yu du, yattı uyudu” diye bir tabir var. Meselenin püf noktası budur. Gülmek güzel şeydir ama her yerde her zaman değil. Her yerde gaz çıkartabiliyor musun mesela?

Ne yazık ki, değerlerimize yabancılaştık. Aklımız fikrimiz Dolar’da, Yuro’da… Adama  “Neyin var?” diye soruyorsun, “Dolarım çıktı!” diyor. Olmaz böyle şey Arif Bey! Ben, bilebildiğim kadarıyla biliyorum da konuşuyorum. Burada, Tecahül-i Arif yapmıyorum. “Nereden biliyorsun?” diyorsanız, onu bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa, erkek zampara olmayacak ve asla zımpara yapmayacak. Her akşam çocuklarının başını okşayacak. Onları huzura kavuşturacak ve değerli olduklarını hissettirecek. Eskiden böyle şeyler yoktu, gördüğünüz gibi her şey kendiliğinden oldu. Bu yüzden, fazla düşünüp beynimizi yakmayalım. Öyle değil mi Arif Bey?

Ahmet Zeki Yeşil

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız…

YORUMLAR (2)

YORUM YAZ

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.