Gökyüzünden tonlarca sıralanmış yıldız, kimileri sönük, kimileri ölmüş. İçlerinden biri var ki çok farklı, hepsinden daha parlak ve canlı.
Aydınlığını hissedebiliyorum. Sesini duyabiliyorum. Tebessüm ediyor ışığıyla.
Fakat bir yandan da sesimi duyuramıyorum.
Yavaş yavaş yükseliyorum gökyüzüne. Yıldıza doğru ilerlemeye başlıyorum. Ellerimi uzatıyorum fakat görmüyor beni. Öyle gülümsüyor sadece. Gülümsedikçe insan dalıp gidiyor, nakış nakış işlenmiş gibi; saf ve doğal.
Orda farketmiştim ilk gürüşte ki o parlak yıldızın gizemini.