ŞİİR
Bir ateş topuna döner kalbim ceylan gibi melül mahzun bakışlarıyla,
İçimde olanca tınısıyla hasreti harıl harıl harıldayıp da durur iken.
Beni mest ediverir, gülüşümden yayılan gamzelerindeki nakışlarıyla,
Aşk ateşiyle cayır cayır yana yana dilim damağım hep kurur iken.
Yüreğinden gelen sesle, ruhuma peygamber aşkı ekerek yakışlarıyla;
Ben modern asrın şahdamarına, büyük bir kinle hançer vurur iken.
Kara koca gönlümün biricik sığınağı kara gözlerindeki nurani ferdir,
Ömrüm dağlardan kopup gelen fırtınalar gibi hep eserek ulur iken.
Benim için yalnızlık yüce resule ilk vahyin aşkla nazil olduğu yerdir,
Göz göze geldiğimiz anlarda yanık yalaz ruhum kendini bulur iken.
Asri çağın şatafatına karşı, medet umup tutunduğum dal, ilahi kerdir,
Ki hırçın duygularım aşk oduyla mum gibi eriye eriye durulur iken.
Gülüşünden aldığım iksir, Lokman hekim gibi yürek yaramı dindirir,
Nuh misali her kapıdan kovulan naçiz bedenim güller derer iken.
Öyle ki, ellerime değen ellerin beni miraca çıkaran Burak’a bindirir,
Benliğim asrın albenisini nebiye uyarak sabır ile yerlere serer iken.
Aşkına duyduğum itimatla kalbim şeytan ıslıklarını bir çırpıda sindirir,
Sabır sebat içinde pişen ruhum, şehvani arzulara göğüs gerer iken.
Çifte su verilmiş bir bıçak gibi kavi duyguları eyledin ömrüme hediye,
Ben kuzuları kaybolmuş koyunlar misali gözyaşlarımı siler iken.
Ve Leyla’yı andıran gül endamınla gönlümü ediverdin bir ıssız badiye,
Seher vakitlerinde gönlümü açıp seni yüce kudretten hep diler iken.
Benzeme arzusuyla yanarak kavrulurum peygamberin beslediği kediye,
İçimdeki önü alınmaz heyecanlarla hak düşmanlarına diş biler iken.
Ay yüzünde biriken duyguların oldu kederli ömrümün muhabbet kuşu,
Kalbinin sesi nefsani isteklerle kurt gibi boğuşan ruhumu sarar iken.
Gıpta ile anılır serab – ı ömrümde ȃli peygamberin miraca aşkla uçuşu,
Asri çağın hep bana Rabbena deyişleri bin yerden kalbimi yarar iken.
Böylece tepeden tırnağa kaplar benliğimi peygamberden kalma o huşu,
Sırat – ı müstakim çilelerle örülü ömrümde alınmış en son karar iken.
Kavrulmuş ruhum ki ruhunla hemhal olmanın sevincini doyasıya yaşar,
Bana doğru uzanan ellerinle yüreğime asrısaadet huzuru dolar iken.
Öyle bir sevda türküsü ki bu, kalbimden bir memba gibi nağmesi taşar,
Hayalinden mahrum kaldığım anlarda benzim gazel gibi solar iken.
Kalbinden kalbime akan o yüce sadakate, Dört Büyük Melek hep şaşar,
Bakışlarındaki içtenlik, ruhumdaki dünya gailesini ot gibi yolar iken.
Murat Kaya
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.