SANAT
Mimarlığa bu bilinçle baktığımızda, mimarlığı sanat dallarından ayırt edemeyiz. Sanat yapıtlarının varlık şekli, ontolojik yapısı tarihsel ve kültürel olduğu kadar içinde bulunduğu zamanında aynasıdır. Sanat yapıtları, sanat dediğimiz fenomenin süreçleridir. Sanat yapıtlarının almış oldukları biçim, içerik ve anlam, sanatsal eserlerin üslûbunu izah eder.
Mimarlık sanatının ortaya koymuş olduğu her eser aynı zamanda mimarın ve eserinin üslûbunu ifade eder. Mimarlık bir kültür sanatı olduğu kadar, estetiğin pratiğe yansıyışını en somut şekilde gösteren ölçüler kabiliyetidir. Mimarlığın sanatını özümseyenler işlediği her yapıta ölümsüzlük katarlar. Bununla birlikte günümüz teknolojisinin gelişmesiyle, kitle iletişim araçları ve telekomünikasyon sistemleriyle ortaya çıkan bir medya sanat tarzı vardır. Bu sanatın gelişimi dijitalleşme ve internetin yaygın kullanımıyla birlikte gün geçtikçe ilerleyerek farklı boyutlara ulaşıyor. Medya sanatı sayesinde izleyiciyle çeşitli etkileşim ilişkileri, formları ve daha geniş üretim imkânları sağlanmaktadır. Dijitalizm ile birlikte, sanat yapıtı ve geleneksel izleyici arasındaki eser ilişkisi karşılıklı bir etkileşime dönüşerek; eserin canlılığı, izleyicinin ruhuyla bütünleşerek, medyanın hayatın merkezinde olması kolaylaşmaktadır. Bu sayede yapıtla, izleyici arasındaki sabit olan mesafe, yerini izleyiciyle mesafesiz bir bütünlüğe bırakıyor.
Medya sanatında gelişen bu özellikle birlikte, karşılıklı etkileşimin olduğu yeni bir sunuş yöntemi ortaya çıkmaktadır. Tüm bunları yüzeysel ve özet bir şekilde anlatmamın sebebi: Refik Anadol. Medya sanatçısı ve tasarımcısı olan Refik Anadol aynı zamanda bir mimardır.
Mimariyi ve medya sanatları veri bilimini yapay zeka çalışmaları ile buluşturan bir isimden bahsediyoruz. Refik Anadol, dünyanın en önemli sanat müzelerinden biri olan New York Modern Sanat Müzesi’ (MoMA) ne “Unsupervised-Machine Hallucinations” isimli eserini kalıcı koleksiyon olarak ekledi. MoMA’nın kalıcı koleksiyonuna giren ilk NFT eser olarak tarihte yerini alan “Unsupervised” eseri 29 Ekim’e kadar sergilenmeye devam edecek. Refik Anadol ve ekibi 2016’dan bu yana dijital arşivlerden ve kamu kaynaklarından veri toplayarak bu verileri, makineli öğrenmeli- sınıflandırma modelleriyle işlemiş. Refik Anadol’un üç bölümlü dijital eseriyle iki yüz yılı aşkın sanat yapıtı, yapay zeka teknolojisiyle yeniden yorumlanma olanağına sahip oldu. Anadol ve ekibi, yüz otuz binin üzerindeki parça meta veriyi bir makinenin zihnine işleyerek yapay zeka destekli sanatta, dikkatleri üzerine çeken bir çalışmaya öncülük ettiler. Sanatıyla sınır tanımayan Refik Anadol, duygu aktarımını herkesle paylaşarak, sanatın gücünü insanların aklına ve kalbine aktarıyor.
Refik Anadol, zamana ve mekâna farklı boyutlar atfetmeye çalışıyor.
Ortaya koyduğu çalışmalarının içerisinde herkesten bir parçanın olması ve tüm insanlığı makine zekası aracılığıyla, sınırları genişleyen kolektif bir hafızaya yönlendirerek bu hafızanın temsiliyetini üstlenmesi, sanat açısından oldukça kıymetli çalışmalar. Verileri kullanarak sanat eserlerine yeni ve farklı bir hayat kazandıran Anadol, 2016 yılında Google’ın ilk misafir sanatçı programında yer almıştı. Refik Anadol, sanatın insanları geleceğe daha rahat hazırladığını düşünen sanatçılardan. Bu nedenle kendisi sanat alanında sınırsızlığa tutkulu bir şahsiyet. Daha çok yapay zeka ile ilgili çalışmalarıyla ön planda olan sanatçı Anadol, en çok makine zekasını estetize etmedeki yaratıcılığıyla biliniyor.
Yapay zeka, bilgisayar çağına girdiğimizden beri güncelliğini sürdüren ve insanlığın merak duyduğu bir konu. Sibernetik çalışmalar arasında kendine bir yer bulan yapay zekâ çalışmaları özellikle son on yıl içerisinde önemli gelişmeler kaydetmektedir. Büyük oranda bilgisayar gücüne ve enformasyon bilgisine ihtiyaç duyularak uğraşılan yapay zekâ çalışmaları, bir enformasyonu işlemenin ve modellemenin metaforu olarak bilinmektedir. Yapay zekâ çalışmalarıyla sanat alanında önemli gelişmelere imza atan Refik Anadol, yapay zekâ hakkında; yeni neslin daha çok vakit geçireceğini söyleyerek, gençlerin bu teknolojiyi daha fazla nasıl anlamlı kullanmaları gerektiği yönünde yeni projeler geliştiriyor.
Mimarlık, medya sanatı ve yapay zeka hakkında çeşitli çalışmalar yürüten Refik Anadol, ilgilenmiş olduğu sanat dallarını yapay zeka ile birleştirerek, yapay zekanın sınırlarını zorlamakta kararlı görünüyor. Anadol’un en güzel yanları, ürettiği eserleri toplumla paylaşması ve geribildirim almaya yönelik duyduğu hassasiyetlerdir. İzleyicileriyle birebir etkileşim kuran Refik Anadol, bu sebeple sosyal medyayı aktif kullanan bir sanatçı. Hayatı ve sosyal medyayı “bir sergi alanı” olarak gören Anadol, çalışmalarını merak edenlerle birebir iletişim kuracak kadar, izleyicilerine karşı doğal ve yakın bir sanatçı. Refik Anadol’a başarılar diliyorum!
Heybet AKDOĞAN
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.