Göle’ de İmece Zamanı Dergisi’nin 8. Sayısı Okurlarıyla Buluştu.

Göle’de İmece Zamanı dergisinin 8. sayısı okuyucusuyla buluştu. Yazı işleri müdürü Öztürk Polat’ı kaybetmenin derin hüznünü yaşayan dergi yönetimi bu sayıyı Öztürk Polat’a adamıştır.

Değerli yazarları ve birbirinden zengin içeriğiyle okurlara keyifli okuma gerçekleştirmeyi vaat eden Göle’de İmece Zamanı dergisini temin etmek isteyenler şu mailden ulaşabilirler: metinkaya10@hotmail.com

Okurlarımıza

İnsan ilişkşlerinde sözün, edebiyatın, hatta giderek karşılıklı konuşmanın anlamını yitirmeye yüz tuttuğunu söylesek çok mu abartmış oluruz acaba? Sosyal medya hesabı olmayan bir insanın neredeyse yaşamadığına, hayatta olmadığına karar vereceğiz! Bu bakış açısının giderek kendi ötekisini yaratacağı ise aşikar gibi.

Teknolojiyi hayatı kolaylaştırmak için kullanacağımıza, onun içine hapsediyoruz kendimizi. Bizim orada çok kullanılan bir deyim, herkes bilir; arabayı atın önüne koşmak!

Dergimiz, sözünü ettiğimiz bu durumu mütevazi bir biçimde değiştirmeye çalışıyor. Yazının olamdığı, edebiyatın kapı dışarı edildiği, sanatın yüzüne bakılmadığı bir hayat hepimizin ruhunu biraz daha çoraklaştıracaktır. Sanatın, kültürün, edebiyatın ortaya çıkış nedeni hiç basit olmamıştır. İnsan, bu dünyaya katlanabilmek için icat etmiştir bütün bunları. Göle’de İmece Zamanı dergisi, bu açıdan kültürel bir ihtiyaçtır. Bir yanıyla bölgenin bir arşiv çalışması olurken, öbür yanıyla bir çok yazar adayının da okulu olmaktadır.

Dergimiz bu sayısında sırtındaki kabuğu bir parça daha kırdı diyebiliriz. Sanattan kültüre, sağlıktan ekolojiye, tarihten sosyolojiye, birçok alanı kapsayan yazılarla karşılaşacaksınız bu sayıda.

Bitirirken şunu da söylemeden geçmeyelim; her fırsatta bölgemizin çok kültürlü bir bölge olduğunu söyleriz. Bunun doğru bir söz olduğundan sanırız kimsenin şüphesi yok. Ama çok kültürlülük mutlak barış içinde yaşama anlamına gelmiyor. Yüceltmek eleştirinin kuyu kazıcısıdır. Bölgenin geçmişindeki savaşlar ve kıyımlar da en az çok kültürlülük söylemi kadar tartışılmayı, yazılmayı hak ediyor. Sanatın özgür doğasının, Geçmişin kirini pasını temize çekmek gibi bir görevi olamaz.

Bütün okurlarımız, özgün, sorgulayıcı, yeni bir söz söyleyen yazılara layıktır. Bu sayıda bu ihtiyaca bir parça cevap olmayı umuyoruz.
İyi sorgulamalar!

Mehmet Taşdemir

ÖNSÖZ:

Özlem

”Yaşıyoruz” diye inandığımız bu dünyada, farkına varmadan ”yaşayamadığımız bir durum içindeyiz. Hayatı kolaylaştırmak, sosyal ilişkileri geliştirmek, değiştirip dönüştürmek gibi ”dertlerimizin” yavaş yavaş törpülendiğinin zamanını yaşıyoruz. Daha doğrusu ”Evde Tek Başına” tiyatrosunun oyuncuları durumundayız.
Tabi ki ”her zaman” kendiiçerisinde çelişkileriyle yol almıştır. Bu çelişkileri aşmanın yolları olarak, toplumsal ve tarihsel sorumluluklarımızın bilincinde olmaktır! Bu çözüm noktasında, ortak paydada buluşmanın çarelerine bakmalıyız. Dolayısıyla bu sorumluluklarımızı, daha da bilenerek aşmalıyız.

Yaşar Kemal’in dedği gibİ: ”Bir dil bulacağız her şeye varan, bir şeyleri anlatabilen. Böyle dilsiz, böyle düşmanca, böyle bölük pörçük dolaşmayacağız bu dünyada.” Bu söylem doğrultusunda, dergimizin yoal çıkışından bugüne dek yaşanılabilir insani değerlere, sanata, ekolojiye ait olanlardan taviz vermeyerek; kültür, edebiyat yazılarıyla, okuyucusuna ve gelecek adına layık olma çabasındadır.

Ütopya ve distopya kavramlarının edebiyat, sanat ve toplumsal düşüncelerimiz üzerindeki etkilerini konuşarak, yazarak, çizerek; yaşamı yeniden inşa etmek adına önemlidir. Bu disiplini destekleyip geliştirmek, değişim içerisinde sosyo kültürel nitelikte olaması dergimizin temel hedefidir.

Dergimiz yayın hayatına başladığından bu yana, ilk kez Öztürk kardeşimiz olmadan çıkıyor. Öztürk Polat ve ekibimiz adına,çabamıza yakışan bir dergi olarak bugüne kadar geldi. Öztürk’süz karalanan her cümle, bizde hep yarım kalmışlık duygusu yaratıyor. Dergimizin sekizinci sayısı, Öztürk’ün acısını derinden hissederek okuruyla bu sayıda da buluşuyor.

Anısına saygı ve özlemle…