Gerçek okurları özledim. Çünkü gittikçe azalıyorlar. Kendi köşelerine çekilip dünyaya uzaktan bakıyorlar. Kendi zamanlarının dışına atılmışlar çoktan. Özledim onları, evet. Åžimdilerde herkes ÅŸair, herkes yazar… Şöyle keyifle oturup son okuduÄŸumuz..
Özledim onları, evet. Åžimdilerde herkes ÅŸair, herkes yazar… Şöyle keyifle oturup son okuduÄŸumuz kitaplar üzerine konuÅŸacağımız insan yok neredeyse. Ä°lk gençlik zamanlarının coÅŸkusu muydu, okur sayısının günümüzden daha çok olması mıydı bilmiyorum ama, taÅŸrada bile ta o dönemlerde bu tarz okurlara ulaÅŸmak mümkündü. Altı çizili satırlar, sayfa kenarlarında okunaksız yazılarla tutulmuÅŸ notlar, kitap aralarına atılmış tarihler, telefon numaraları, adresler, belli belirsiz karalanmış utangaç harfler…
Åžimdilerde, özellikle son on yılda, kitaplar en fotojenik kültürel araçlar olmuÅŸ. Kahve, deniz, daÄŸ üçlüsü(çıplak bacaklarla yapanlar da az deÄŸil doÄŸrusu) vazgeçilmezi olmuÅŸ insanların. OkuyormuÅŸ gibi yapmak, yaşıyormuÅŸ gibi yapmak, muÅŸ gibi yapmak…
Şu iki şeyi anlamakta büyük zorluklar yaşıyorum:
1. Okumadığı halde insanlar, kitaplarla görünmeye neden bu kadar meraklılar?
2. Piyasada bunca yazar ve şair olmasına rağmen bu okurlar neredeler?
Kitapların birçok ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirebileceÄŸine inanıp onlardan uzak durmak tam da bu çağın insanına yakışırdı. Bir süre önce ‘kötü kitaplar daha çok okunuyor” demiÅŸtim de bu fikrimi kısa bir zamanda reddetmiÅŸtim yine. Artık kötü kitaplar bile okunmuyor. Durmadan yazıyoruz yalnızca. Bu kadar kitabı, öyküyü, ÅŸiiri kim okuyacak? Hangi zamandaki insanlar için yazıyoruz durmadan. Her ÅŸeyi çabucak tüketen günümüz insanı, maalesef o özlediÄŸim okur kitlesini de tüketti.
Onları özlüyorum.
Zafer Çarboğa
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.