“Boşluğa İlahiler” Kitabı ve Varlığın Yansıması

/ 11 Ekim 2022 / 234 views / yorumsuz

Özgürlüğünü, kazanma pratiği içinde olmayanların özgürlük şarkıları, Boşluğa okunan İlahiler gibidir.

(s. 50) 

“Boşluğa İlahiler” Kitabı ve Varlığın Yansıması

Özgün bir üslup ve ne güzel bir ahenk. Okundukça okunası dizeler ve yüreğe dokunan bir metin. Boşluğa İlahiler (Bir Aşk Menkıbesi) avuçlarımda alev olmuş yanıyordu adeta. Ve yakıyordu gözlerimi, her harfin, her cümlenin ve menkıbenin boşluğa seslenişi.

Yer altındaydı, yer üstünde olup bitenlerin yansıması. Boşluğa İlahiler damlıyordu kara elmasın üzerine ve bir aşkın menkıbesi yankılanıyordu ak sakallı filozofun mağarasında. Mağaradan çıkan ise sadece menkıbe sayfaları oluyordu; üzeri tozlu ve yıpranmış ama, aşkla yazılmış… Delirmek miydi aşk; ya da aşkın hangi haliydi delirmek? Kim akıllıydı, kim deliliği oynuyordu? Kim var olurken, kim yok oluyordu bu sayfalarda?

Aşka uzanan bir el, bir ses, bir çığlık… Akıyordu sayfa sayfa avuçlarımızdan grizuya. Grizu zehrini kusuyor, hiçliğe doğru yol alıyordu. Nihilist bir haykırıştı belki de bu. Gerçekliğin özünden kopmuş imgeler yağmuruydu belki de ve altındaydık her birimiz. Gözlerimize dolan tozların yakıcılığı varoluşumuzu sorgulatıyordu.

“Of anam!
İçimde kara bir uğultu
Varlığın doğum gününde doğmuş bir göçük
Yitik anlamlar topluluğu sanrılar
Ve kendilerini tekleştirmek için ikiye bölen
Kendinde kayıtlı yaratıklar.

Hiç dinlemiyorum beni
Hangi mezbelede kurayım bilmiyorum felsefemi
Varlığa çekiliyor kayıt tutuyorum
Aynı anda iki zıt düşüncenin vekili yapıyorum kellemi. (s.28)

Aşka, aşkına haykırışın da ötesiydi. Kendine haykırıştı bir nevi. Çığlıklar o kadar göz önündeydi ki, kaçmak imkansız idi. Ya yok olup karışacaksın hiçliğe; ya da bu çığlıklara uyup yoldaş olacaksın.

Bu çığlıklar bulduracaktı gerçek aşkı. Yıkma değil kurmaktı derdi. Yıkıcılığı mağaraya kilitleyip, yapıcılığı buluşturmak gökyüzünde. Hayallerini kaybedenlere yakılmış bir ağıdın dizelerinde kaybolmaktı belki de gerçek aşk.

Belki de üstadın dediği gibi:

“… Gariban çıplak ayaklı aşkı kurmaktı.
Dünyadaki tüm ellerin dilini anlayan aşkı.”

Enver Karahan

Benzer Konular
Yakup Yaşar’ın İncelemesiyle: “Sakura Çiçeği” Romanı
Küçük bir çocuğun gözünden dünyaya bakmanın masumiyeti ve o masumiyetin insanın içini acıtırcasına gerçek karşısında boyun bükmesi… Romanı bir cümleye sığdıracak olsam bu cümleyi kurardım. Masumiyet… Umarsız yetişkinlerin ayakları altında..
Şair ve Yazar Ahmet Günbaş’ın İncelemesiyle: “Kedi ve Adam”
Zeynep Kasap’ın “Kedi ve Adam” adlı kitabı Mühür Kitaplığı etiketiyle raflarda yerini aldı. “Kedi ve Adam” kitabına dair Şair ve yazar Ahmet Günbaş’ın inceleme yazısını sizlerle paylaşıyoruz. KEDİ ve ADAM’A..
Enver Karahan yazdı: “Bir Felaketin Ertesinde”
Pahalı ve rahat koltuğuna gömülmüş halde hayatının nasıl değiştiğini geçiriyorsun aklından. Lüks evindeki değerli eşyalarının güzelliğine kapılıyorsun. Gümüş işlemeli duvar saatinin sarkacının her turundaki yarattığı ahenkle büyüleniyorsun. Ama bir yandan..
‘’Seslendim Uyuyordu Dünya’’ adlı Şiir Kitabı Üzerine / Enver Karahan
‘’ Şiir, konuşma ile susmayı bir araya getirmektedir’’ der, Thomas Carlyle. Susmanın büyüsü ve retoriğin arasında yeni bir dünya kuruyor şair Gülten Doğruyol İncesu bizlere. İyi niyetli bir dokunuş hece..
Enver Karahan’ın İncelemesiyle: ”Avustralya Edebiyatından Portreler” ve Muzaffer Oruçoğlu
”Kendi dışında ve içindeki güçlere karşı verdiği sonsuz mücadele ve ortaya koyduğu kültür mirasıdır, insan yaşamı.” (Grigory Petrov) Eski çağlardan günümüze kadar insan hep bir mücadele halinde olagelmiştir. Kendisiyle, başkalarıyla,..

Yorum yaz