Beklemelerle, ömrümüzden geçen zaman diliminin ne kadar olduğunu hiç merak ettiniz mi? Çok…Belki de ömrün yarısı. Ama güzeldir beklemek. Kötü, sıkıcı ve zor olduğu düşünülür beklemelerin. Oysa bu doğru değil…
Neler bekleriz, neler… Bir şeyleri elde etmek için beklenir, birine kavuşmak için beklenir, bir yeri görmek için beklenir, bir şeyler yapmak için beklenir, bir şey olmak için beklenir, bir şeyler olsun diye beklenir vs. Kısacası beklenir de beklenir… Hayat da o nice beklentilerin peşinden koşmak değil midir zaten… Ancak, bunlara kavuşmak değildir sadece güzel olan; bu isteklerin gerçekleşmesini beklemek de güzeldir. Hatta daha güzeldir, daha çekicidir. Zira umut taşır, hayal taşır, heyecan taşır, mutluluk taşır içinde.
Dördüncü Murat’ın Bağdat’ı fethettikten sonra, bir tepeden Bağdat’a bakarken: ”Ey Bağdat seni fethetmeye çalışmak, fethetmekten daha güzelmiş.” demesi de bu doğrultuda bir şeyler anlatmıyor mu?
Beklemek anlamlıdır. Hatta önemi de, hissettirdikleri de kavuşmaktan eksik değil, daha fazladır … Beklemek umuttur, ummaktır; zira beklemenin olduğu yerde eksik olmaz bunlar. Kimi zaman yüreğimiz çarpar beklerken… Kanımız hızlı akar bekleme süresince… Heyecansız olur mu beklemek? Olmaz… Hayaller süsler zihnimizi, ruhumuzu; hem de renkli renkli… Bunların hepsi de yaşam sevinci vermez mi insana, verir. O halde sıkılmadan, sabırla, hayalle, ümitle, heyecanla bekleyin. Bir şeyleri beklemek; o gelecek olan şeyin, kavuşulacak olanın kendisi kadar değerlidir insan için. Ulaşmaya giden yol ve yaşattığı duygulardır. Bu nedenle beklemenin de kıymetini bilmeli…
“İnsan beklemeyi, umumiyetle, artık bekleyecek bir şeyi kalmadığı zaman öğrenir” der Voltaire. Evet, eğer beklediğin bir şey yoksa… fena.
Hayatta beklemeye değer şeylerin varsa, beklemekten vazgeçme. Bazen yakıcı, bazen çileli, bazen ikircikli halde umut ile umutsuzluk arasında gider gelir beklemek. Elbette ki beklemeler sabır gerektirir. Çünkü yaşamaya değer olanlar, beklemeye değer şeylerdir.
Beklemenin sonunda elimiz boş dönebiliriz, pişmanlık duyabiliriz, umduğumuz gerçekleşmeyebilir, hayal kırıklığı yaşanabilir ve gönüllü bekleyiş heba olmuş bir zamana da dönebilir. Varsın olsun. Boşa gitmiş bir şey yoktur aslında. Öyle görmeyin. Onu beklerken taşıdığın farklı farklı ve güzelim duyguları yaşamak yetmez mi?
“Bir şeyleri istediğin sürece senindir; elde ettiğinde senin olmaktan çıkar.” İstediğine, beklediğine kavuştuğunda; beklerken var olan heyecan, hayal ve birçok şahane duygu sönümlenir, bitişe doğru yol alır. Bu insanın yapısında, ruhunda vardır. Çünkü elde ettikten sonra, elde ettiğinin değeri azalmaya başlar. Bir bakın hayatınıza, nice örneğini görürsünüz. Bu bir eşya da olur, gittiğin bir yer de olur, aşk da olabilir.
Varsa beklediğin bir şeyler, daha ne olsun, bekle… Beklemek umuttur, hayal ve düştür; bu nedenle inatla bekle. Çünkü umudun yokluğu, insan için hayatın anlamsızlığı ve yaşarken ölümüdür. Sonuçta beklediğin gerçekleşmezse bile, beklediğin süre içerisinde hissettiklerin yeter. Beklediğin bir şey kalmamışsa, hayatın paydos zili çalmak üzere demektir.
İtalyan yazar şair Cesare Pavese’nin sevdiğim bir sözü nasılda güzel ifade ediyor konuyu. Şöyle diyor: “Bekleyecek bir şeyi olmamaktır korkunç olan”… Beklentileri eksiltmeyin, eksik etmeyin, yok etmeyin. Beklemek güzeldir…
Varol Kara
Varol Kara Kimdir?
Eğitimci/Yazar
Çeşitli edebiyat dergilerinde öyküleri yayınlandı.
Bir gazetede blogger olarak blog yazılar yazmakta.
İki dijital gazetede köşe yazıları yazmayı sürdürmekte.
Bir öykü kitabı ( YOLDA OLMAK) yayınlandı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Bekleyelim görelim beklemenin sonu selametdir. Çalışmaların devamını dilerim