Aşk Karanlığı Sever / İbrahim Halil Kesici

ÖYKÜ

Aşk Karanlığı Sever / İbrahim Halil Kesici
Yayınlanma: Güncelleme: 295 views

Elleri mora çalmıştı soğuktan. Azıcık hohlayayım da ısıtayım diye geçirdi içinden. Dallarında tek tük kuru yaprak kalmış çınar ağaçlarının olduğu dar ve dik bir bayırı, yarı sinirle yarı usançla çıkmıştı. Son zamanlarda hep aynı elektrik direğinin patlayan lambasını, amirine bildirmekten biraz çekinir biraz da utanır olmuştu. Eline bir geçirseydi şu veletleri, pataklayacaktı; kesin kararlıydı. Anası, babası hiç terbiye vermemiş miydi, mektepte vatan malına zarar verilmez diye uyarılmamış mıydı bunlar? “Neyse, birazdan anlarız; yeni bir sürpriz(!) var mı?” dedi kendi kendine. Anasının da iyice azmıştı siyatiği bu aralar, sürekli söylenip duruyordu. Bir gelin getiremedin şu eve, ananı bir rahat ettiremedin şu dar-ı dünyada; bak yan komşunun Hasan’a. Anacağızı mutlu olsun diye, alıvermişti istediği gelin adayını. Ne ev temizliği, ne çamaşır, ne soba ne de yemek derdi… Her işi yapıveriyormuş, üstüne de has anası gibi kadir kıymet biliyormuş. Ah, nerde bizde o talih! Sen yıllarca yeme, yedir; içme içir, hem analık yap hem babalık… Sonuç; nohut oda bakla sofa bir gecekonduda diz ağrılarından; torun hasretine yanmak!..

Bu aralar kurumda, bir telaş bir telaş ki sormayın. Yeni bir müdür tayin olmuş diyorlar; aksi, iş beğenmezin tekiymiş. Sürgün kalmış Anadolu’da epeyce. Sonra, nasıl olmuşsa aldırıvermiş kendini Üsküdar’a. Boyu da işlerine latife yaparcasına amma da uzunmuş. Vardiya şefi de kendini şimdiden ona yarandırmak namına, sağa sola emirler yağdırıp “Evvelallah ben varken siz hiç merak etmeyin müdürüm; her işi kolaylarız.” dercesine kükrüyordu.
Kontrolör Turgut (Boğazındaki hırıltıyı hafiften temizleyerek vardiya şefi Şefik Bey’e):
Amirim, Doğancılar Bayırı’ndaki lamba…

Vardiya Şefi (Turgut’u taklit ederek):
-Doğancılar Bayırı’ndaki lamba yine patlak!.. Yahu kardeşim, bulamadın mı şu veletleri daha? Koca Üsküdar TEK sana çalışıyor be!

Kontrolör Turgut:
-Amirim!..

Vardiya Şefi (Turgut’un sözünü keserek):
-Amirim, mamirim yok! Bu vakitten sonra, her patlak lambayı senin maaşından keserim. Bilesin!

Kontrolör Turgut (Amirin duymayacağı şekilde):
– Gören de köy bağışlıyorlar der. Hepi topu üç kuruşa kıt kanaat geçiniyoruz zati. Ona da göz koyun, tam olsun.

Vardiya Şefi:
– Dikilme karşımda artık!

Kontrolör Turgut(Dişlerini birbirine değdirerek):
– Baş üstüne amirim!..

“Ne de güzel koktu be mübarek! Anam da pek sever ha, alayım da sevinsin garibim.”
– Kaç para bunun kilosu usta?
Yağ ve şire kokusundan, kır ve uzun sakalına kadar etkilenmiş meşhur Üsküdar lokmacısı Hacı Usta:
– Bir lira seksen kuruş. (Dumanı üstünde lokmalardan birini uzatarak) Al, bak tadına. Taze taze, sıcacık; nasibini al.

Kontrolör Turgut(Acele ile alarak lokmayı midesine yollarken):
– Yarım kilo tartıver ustam!

Turgut (Sobanın kenarına kıvrılmış uyuklamakta olan annesine usulca):
– Valide Sultan, bir hoş geldin yok mu? Ne pişirdin, kurt gibi acıktım Valla!..
– Allah ne verdiyse yiyeceğiz oğul, mutfak tam takır; her şey ateş pahası. Pazara gideyim dedim, el elde el başta geri geldim. Dizlerim de iyice azıttı. Bir rahat vermiyor. Hem Hasan’la karşılaştım pazarda. Yanında da zevcesi… Maşallah, ne hamarat kızmış. Rabbim bana da nasip etsin böylesi gelin!
– Yahu anacım bi dur bi dur! Dairede Şefik, evde sen!..
– Ne duracakmışım, benim de hakkım torun tombalak sevmek! Değil mi hakkım?
– Anacım, elbet hakkın! Gör bak, şu terfiyi bi alayım; her bi dediğin olacak. Merak etme sen, üzme tatlı canını! Hem tatlı demişken, senin şu Hacı’nın lokmasından aldım.
(Elinden lokma tatlısını alırken):
– Aman, iyi canım; demedik bi şey!

(…)

-Hay başlayacağım şu Hamide cadısının horozuna! Ne horozmuş arkadaş, ne gece bilir ne gündüz; mübarek bir öttü mü ta Beşiktaş’tan duyuluyor sesi.
-Turgut, evladım; hadi uyan artık. İş bekler seni
-Kalktım anacım kalktım, uyutmadı ki şu lanet horoz!

Her akşam yaptığı gibi ilk durağı, belalısı Doğancılar Bayırı olurdu. Bugün, her zamankinden daha erken gelmişti o meşhur sokak lambasının yanına. Çaktırmadan bir köşeye gizlenmiş, izlemeye koyulmuştu sokak lambasını. Lambanın hemen altında; klasik kafes tipi üstü kayın, altı demirden yapılmış kolçakları siyah eski bir bank… Evvela 35-40 yaşlarında, gür bıyıklı bir babayiğit geçmişti. Sebze hâlinde amelelik yapanlar gecenin bu saatlerinde, sırtlarında sepetleri ve kalın urganlarıyla geçerlerdi. Bu adam da onlardan biriydi herhâlde. Uğraşmazdı lambayla falan ki öyle de olmuştu. Derken bayırın müdavimi, herkese musallat olmakla nam salmış kabına sığamayan yaşlı sokak köpeği geçmişti; alışılagelmiş koku bırakma tekniği ile sokak lambasını bir güzel pisletmişti… 20’li yaşların henüz başında; 1.80 boylarında, sırtında uzunca ve bej rengine çalan eskimiş bir trençkot pardösü, yağız bir delikanlı lambanın altında belirmişti. Elinde taş mıdır, topaç mıdır vardı bir nesne. Kimsecikler var mı ortalıkta diye sağına soluna bakınmış ve elindeki sertçe cismi hızlıca lambaya doğru atmıştı. Kısa süreli bir gürültü, sonrası ay ışığının hafifçe aydınlattığı karanlık… Yine aynı yaşlarda, uzun ve gür saçlarını açık bıraktığını tahmin ettiği sırım gibi ince bir kızcağız…

Lambanın altındaki bankta oturup öylece bekleştiler. Her şey açığa çıkmış, sokak lambasının sürekli patlamasının nedeni belli olmuştu. Malum, aşk her köşede yasaklanmıştı o vakitler. Sevdalılar da ne yapsın, nereye gitsin. Böyle bir çözüm bulmuştu kendilerince. (…)

Günler günleri kovalamış, kış mevsimi nöbeti yavaş yavaş ilkbahara devretmeye başlamıştı. Birkaç gündür o meşhur sokak lambası hep yanıyor, sokağını ve komşusu eski bankı aydınlatıyordu. Üzüldü Turgut, “sanırım ayrılmış genç âşıklar” diye tahminde bulundu. Birkaç zaman sonra, sokak lambasının altında sağı solu kolaçan ettikten sonra elindeki taşı lambaya doğru fırlatan artık kendisiydi.
(…)

İbrahim Halil Kesici

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.