Ahmet Günbaş’ın İncelemesiyle: “KALBİNDEKİ YARAYA BAK”

Nurdan Aladağ’ın “Kalbindeki Yaraya Bak” başlıklı kitabına dair, şair ve yazar Ahmet Günbaş’ın inceleme yazısını sizlerle paylaşıyoruz. Nurdan Aladağ’ın son kitabı “Kalbindeki Yaraya Bak”ta yer alan öykülerin çoğunda, Behçet Necatigil’in..

Ahmet Günbaş’ın İncelemesiyle: “KALBİNDEKİ YARAYA BAK”
476 views

Nurdan Aladağ’ın “Kalbindeki Yaraya Bak” başlıklı kitabına dair, şair ve yazar Ahmet Günbaş’ın inceleme yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

Nurdan Aladağ’ın son kitabı “Kalbindeki Yaraya Bak”ta yer alan öykülerin çoğunda, Behçet Necatigil’in “Sevgilerde” şiirini andıran, temel sorunu ‘sevmek/sevilmek’le ilgili karakterlerle karşılaşıyoruz. Hani, “Sevgileri yarınları bıraktınız / Çekingen, tutuk, saygılı / Bütün yakınlarınız / Sizi yanlış anladı” dizeleriyle başlayan o şiir, bence kendine saygıyı da çiğneyen yara izlerine işaret ediyor ya!. Bu bir rastlantı değil bence. Çünkü suskunlukla şiddet sarmalı içerisinde sevgisini gösteremeyen bir toplum olduğumuz açık. Ve ciddi biçimde iletişim sorunumuz var. Görüşmüyoruz, konuşmuyoruz, dokunmuyoruz. Böyle olunca, sezgilere bağlı kuşkular ömrümüzü kemirmeyi sürdürüyor. Özellikle ikili ilişkilere sinen bu durgunluk, mutsuz insan profilleri üretiyor durmadan. Birbirimizden habersiz doluştuğumuz albümün rengi uçuk, sesi soluğu kısık. Yaşam göstergelerimizde yara izinden başka bir kayıt yok. Aladağ’ın “Ben Bir Kelimeyim” dediği öyküdeki gibi bir kelimeden ibaretiz belki. Ancak yüz hatlarımız belli olup göz göze gelince uçu açık bir sözcük zenginliğine erişiyoruz. O yüzden yazarın, “Gözlerimi kısarak iyice baktım ona. Binlerce kelime olarak duruyordu karşımda” (s:9) şeklindeki ruh okumasını önemsiyorum. Hele işin içine işine aşk girince çok boyutlu metaforik bir imgeye dönüştüğümüz aşikar. Bu tür okumalarda öyküler, gerçeküstü simgeler de üstlenen bir şiir yangınına dönüşüyor zaten. Benim ruh okumaktan kastım, Ötekini Okumak’la ilgili elbet. Dostoyevski’nin Öteki romanından hareketle yazılan öyküdeki sonuç, bu açıdan son derece önemli:

“’Erdem, ‘Yüzleşmeyi gerektiren bir öykü var bu kitapta. Kendisiyle yüzleşmeyi göze alamayanlarla anlaşamayız. Bütün okuma çalışmalarımız acıtan bir yüzleşme olacak zaten,’ dedi. Nedense Demet’in umurunda değildi bu sözler. Konuşmanın tam can alıcı noktasıydı, ‘Makyajım geldi,’ deyip lavaboya gitti Demet.
Ertesi gün birkaç maske vardı Demet’in oturduğu sandalyede.” (s:28)

Sağlıklı iletişimle birlikte sevilen insandaki derinliği yakalamak, yaşamla sarmaş dolaş bir sıcaklık gerektiriyor. Örneğin, “Sana Âşık Oldum” başlığı ilk elde çok sıradan gelebilir herkese. Ne var ki aşkla serpilip gelişenlere baktığımızda, daha doğrusu duyumsadığımızda sürpriz bir cıvıltıyla karşılaşırız:

“Bir gün onu güvercinlere buğday atarken gördüm. Onu izledim uzaktan. Güvercinlerin buğdaya üşüşmesinden duyduğu mutluluk beni de kuşatmıştı. Atacağı buğdaylar bitince duvarın dibine çekildi. Güvercinlerin gagalayacağı buğdaylar bitince ürküttü onarı. Bütün güvercinler birden havalandı. Kanat şakırtıları sanki kenti kuşattı. Güzeldi gerçekten. Çok güzeldi o fotoğraf. İçindeki özgürlük vardı. Yaşam denen fırtına vardı. Belki de sevda vardı daha çok.” (s:11)

İlgi ve sevgi, aynı zamanda yaşama tutunmanın ilacı olsa gerek. Bunun bir de toplumsal boyutu var ki adanmışlık derecesinde karşılıksız beklentilerle açıklar dünyadan geçişini. Örneğin, Bir Totemin Ölümü’nde, yetiştirme yurdundan ilişiği kesilen Murat’ın sevgi arayışı tüm yakıcılığıyla konumuza dahildir.(s:25) Son Savrulma’da (s:42), cinsiyet değiştiren öğrenci kız olarak göze çarpan Gülümser’in hırçınlığı, aykırı insanlara mahsus anlaşılmaz bir yalnızlığı duyurur her yanıyla. Unutmak öyküsünde (s:45) adı geçen Fırat, otuz sekiz günlük açlık grevinden sonra yalnızlığını hafifletmenin yolunu su tadında anıların terapisiyle gidermeye çalışır.

Bu tür yalnızlıklar toplamını “Sevgi boşluğu” olarak da tanımlayabiliriz bir anlamda. Acılar öyle bir hal alır ki, “Duygular Kangren Olunca” yok oluşa sürükleyebilir insanı. Sözgelimi öyle zamanlarda insandan kediye dönüşsek de kâr etmez:

“Kedi olsam diye düşündü Nevzat. Biri, çıkar gözetmeden beni de sever belki… Güldü kendine. ‘Ben de bu şans varken dövülen, teklemenen, sokağa atılan bir kedi olurum,” dedi.” (S:51)

Bu bahiste, biri diğerinin gurbeti gibi dursa da asıl gurbet kendimize yabancılaştığımız noktada başlar. Bazen kendine mektup yazan insanlar gibi tuhaf bir sevgi arayışına çıkarız ya can havliyle. Aynen öyle bir ruh halidir zikredilen. Tıpkı Herkesin Bir Gurbeti Var öyküsünün kahramanı Ali’nin içsel sesi gibi bir şey yankılanır durur içten içe:

“Birinin sılası olmak, özlenmek, deliler gibi beklemek birinin dönmesini… Ne yazık ki hayatında yoktu öyle birisi. Çekip gitsem, ben kimin gurbeti olurum diye düşündü. Canı yandı.
Sıla da gurbet de benim diyen sesinin yankısını duydu. Sonra bir daha, sonra bir daha, sonra Yalnızlık gelip boynundan bir ısırdı.” (s:54)

Nurdan Aladağ’ın, varlık-yokluk yoklaması gibi duran “Kalbindeki Yaraya Bak” taki genişleyen aynadan yansıyan öyküler, gizli çağrısıyla bize, bir başka şairin (Cemal Süreya) iki dizesini anımsatıyor:
Hayat kısa,
kuşlar uçuyor.”
Keşke elimizi çabuk tutabilsek doyumsuzca uçmak için!..

Kalbindeki Yaraya Bak – Nurdan Aladağ, Mühür Kitaplığı, 1.basım,. Ocak 2023

Ahmet Günbaş

[button url=”https://www.besincisanat.com/category/ahmet-gunbas/” target=”true” text=”Yazarın diğer yazıları için tıklayınız… ” class=”mavi” size=”small”]

YORUMLAR (1)

  1. Sevgi EROL ÖÇAL 28 Mart 2023, 23:14

    Ahmet Günbaş ve Nurdan Aladağ ı kutluyorum
    Kalbimdeki Yaraya Bak öykü kitabini ben de okudum
    Öyküler farklı insan tipleri ile farklı mekanlarda geçiyor olsa da ilişkiler arayışlar duygular bağlantılı birbirleri ile ilişkili
    Nurdan Aladağ ikili ilişkiler üzerinden toplumsal ilişkilere gönderme yaparak insan ruhunu yaralayan tehtid eden ve yine insanların davranışları ile birbirlerini yaraladıkları durumlara dikkat çekiyor
    Yalnızlıklar arayışlar Özlemler kayıplar iletişim sorunları kısa öykulerde vurgulanıyor
    Nicelerine

YORUM YAZ

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.