Esaret ne biliyor musun?
Ne zindanlara düşmek
Ne ayağa prangalar takılmak
Ne de bir ömür odalarda kilitli kalmak
Esaret senin gözlerine hapsolmaktır
Özgürlük ne biliyor musun?
Ne gökteki sonsuzluk
Ne denizdeki mavilik
Ne de gökte beyaz bir güvercin olmak
Özgürlük senin gözlerine bakmaktır
Sensizlik ne biliyor musun?
Cennet içinde cehennemi
Bolluk içinde yokluğu
Yaz ortasında kışı
Gündüz vakti geceyi yaşamaktır
Sensizlik dünyaya karşı
Artık umut besleyememektir gülüm
Seni hayal etmek ne biliyor musun?
Geceleri seninle uyumak
Sabahları seninle uyanmak
Aklımla seni özgürlüğe giden bir kuş yapmak
.
Sonra gözlerimle göklerde o kuşu aramaktır
Nefesimi kalemimin mürekkebi yapmak
Sonra o kalemle her gece kağıtlara seni çizmektir.
Seni özlemek ne biliyor musun?
Karlı dağlar ile beyaz bulutu ufuklarda birleştirmek
Denizle, göğü avuçlarının içine almak
Ay ile yıldızı her gece yan yana getirmek
Yazı sıcaklığı ile kışı soğukluğu ile sevmek
Güllerde senin kokunu aramaktır
Seni sevmek ne biliyor musun?
Baharın doğaya gelişindeki o renkliliktir
Bir çocuğun ilk adım atışındaki o sevinçtir
Bir kuşun ötüşündeki o neşedir
Bir gece İstanbul’u seyre dalmaktır
Yağmurun toprağa düştüğündeki o kokusudur
Anlayacağın seni sevmek
Bütün güzellikleri seni severek yaşamaktır.
Halil Kayış